Sanat

Jenkell Mutlu Hissetmenizi İstiyor …

LinkedIn

1965te Fransa’da doğan, 90lı yılların ortasında kendi kendine denemelerle sanat hayatına başlamış olan Laurence Jenkell, eserleri 25ten fazla ülkede sergilenen ve birçok galeride çalışmalarına yer verilmiş bir sanatçıdır. Dev bonbon heykelleriyle ünlüdür (*).

Yaptığı bonbonların, akıp giden zamanı ve hızla geçen çocukluğu yeniden yaşama yolu olduğunu ve zamana başkaldırış şekli olduğunu söylüyor Jenkell ve şunu ekliyor; “Gerçekten sanat hayatımı bonbonların yeniden yorumlanmasına adadım.” Bunun ilginç bir sebebi varmış; çocukken evde şeker yiyemezmiş ve bu onu çok kızdırırmış. Geçmişten tatlı bir intikam alma hissinin, böyle sanat eserleri doğurması ne hoş. Üstelik üretimi sanatçının kendisine iyi geldiği gibi sadece bakması bile insanları mutlu eden bu rengarenk koskoca bonbonların günü güzelleştiren etkisi hepimize bulaşıyor. #mutluetmutluol

Laurence Jenkell, “Pembe Bonbon” Pleksiglas. 2011. 132 cm

Aslında sanatçıyı eserini ortaya koymadan önce bir iç hesaplaşmada görürüz. Jenkell de aynı süreçten geçmiş; onun beslenemediği bir kültürel çevre içinde, yaratıcılığını desteklemeyen ve kendisinden çok şey talep edildiğini düşündüğü ilk evliliğinde mutfaktaki fırın onun için bir kaçış olmuş. Hayatına git gide yabancılaşırken mutfağında yaptığı erimiş şekerlerden karışımlar, renkli hamur karışımları mutfak tezgahı üzerinde boy gösterdikçe hissettiği kızgınlık yerini kendini daha özgür hissettiği sanatına bırakmış. Zaten sanat yoluna da yeni bir kimlik edinerek yani adını kendi koyarak, müstear isimle Laurence Jenkell olarak başlamış (**).

Genelde heykeltraşların çalışma metotlarını üç başlıkta toplayabiliriz derler; modelleyiciler, dökümcüler ve kesimciler. İlk grupta planlanan şekle ulaşmak için daha yumuşak, dövülebilir türde malzeme kullanılır; kil, balmumu gibi. İkinci grupta ise bronz, dökme demir gibi malzemelerle çalışılarak istenilen hatlar üretilir. Son grupta ise ahşap ya da taş gibi malzemeler oyularak üretilmek istenilen madde ortaya çıkarılır. Jenkell ise kendini bunlardan biriyle sınırlamıyor. Onun materyal seçimi pleksiglas, üç türe de uygun şekilde işlenebiliyor ve işe yine bir fırının yakınında başlayan Jenkell yine bir fırının yakınında önce dökümü yapıyor, sonra onu daha modelleyebileceği bir forma getiriyor ve kesimciler gibi son detaylarını veriyor.

Neredeyse her gün yeni bir eser üretiyormuş Jenkell, bu eserleri yaparken çok eğlendiğini ve heykellerini gören ya da satın alan kişilerin mutlu olmasını izlemeyi de büyük bir ayrıcalık olarak gördüğünü söylüyor. Bu yönümüz de ortak; her gün dünyanın dört bir yanında durmaksızın üreten ve onları alan insanların mutluluğuyla mutlu olan iş şiarımız benzeşiyor gibi, ne dersiniz?

Yaptığı çalışmanın gücünden bahsederken her birimizin şekerlemelerle kişisel bir tecrübesi, bir anısı olduğundan bahsediyor; öyle ya hepimizin şekerlemelerle kişisel bir hikayesi var mutlaka. Yani yalın ve ama evrensel bir şeyden bahsediyoruz; yaşı yok, kimliği yok, herkese dokunan ve mutlaka bir yerlerde sıcak bir anıyı bize hatırlatan şeyler şekerlemeler.

Başta gençlere ve tabii hepimize hatırlatılmasında fayda gördüğüm bir şeyden bahsediyor; hayallerinden vazgeçmemek. “Bonbon”dan heykeller yapacağını ilk söylediğinde çevresindeki insanlardan ona gülenler olmuş ve hatta bazıları onu bu çabasından ve rüyasından vazgeçirmek için çabalamış. Ama bonbon heykeller fikrinin uzun yıllardır aklında olduğunu ve kendini bu rüyasını gerçekleştirmek zorunda hissettiğini söylüyor sanatçı. Darısı başınıza gençler!

Otodidakt bir sanatçı Jenkell, küçüklüğünden beri sürekli kağıt parçalarını kıvırır, bir çeşit bigudi şekli verirmiş. Sürekli üretme ihtiyacından sıkça bahsediyor ve form oluşturmanın keyfinden bahsediyor. Şimdi ise yaptığı dev bonbon heykellerin spiral ve kıvrım fikri ile onu DNA’nın çift sarmalına götüreceğini hiç düşünemediğini söylüyor. Son dönemlerde üzerinde çalıştığı ‘çift sarmal’ için “çift yaya benziyor ve görmeye alışık olduğumuz DNA temsiliyle karşılaştırılabilir” diyor.

Laurence Jenkell, Türk Bayrağı, 2012. 200 cm.

Oldukça kişisel görünen sanat yolculuğunun kolektif hafızayla da ilgisi var aslında. Seyahat etmeyi çok seven Jenkell küçüklüğünden bu yana ülkelerin bayraklarının rengi ve stillerinin onu büyülediğinden bahsediyor. “Hepsi farklı, parlak renklere sahip ve oldukça grafiksel görünüyorlar. Yurtdışına her gittiğimde her ülkenin ne tip şekerleri olduğunu merak ediyorum ve yaşı, milliyeti ne olursa olsun dünyanın her yerinde insanların şekerlemeler yediğini fark ettim. Ve bonbonlarımda bayrak kullanmaya karar verdim” diyor. Tüm dünyada insanlar şekerleme yiyorlar, ağzı tatlandırmak için, ferahlamak için, çayın kahvenin yanına kıtlama …

Tüm bu anlattıklarımdan sonra hak verirsiniz ki kendisiyle yollarımızın kesişmesi ve Yıldız Holding koleksiyonuna bize özel eserlerinin katılması da şart olmuştu tabii. Biri binanın girişinde, sağ tarafta sizi karşılıyor. İnsana neşe veren pembe parlak bir eser.

Laurence Jenkell, Bonbon, 2020. 105 cm x 35 cm. Yıldız Holding Koleksiyonu.

Bir diğeri de dünyanın dört bir yanından ürünlerimizin şeffaf bir bonbonun içinde olduğu bir eser. Bu benim odamın olduğu katta, her sabah merdivenden çıktığımda hemen karşımda, görmekten büyük bir keyif alıyorum. Öyle ya ürettiğimiz ürünler dünyanın dört bir yanında milyarla insanın kim bilir ne anılarına dahil oluyor, hangi anlarının eşlikçisi oluyorlar. Bu bana hem keyif veriyor hem de sorumluluğumuzun büyüklüğünü hatırlatıyor.

Evet bilmem sizi şaşırtabildim mi; sanata bakışınız artık değişti mi? Öyle olmadıysa da en azından çocukluğunuza dönüp tatlı anılarınızı tazelemişsinizdir.  Ben Jenkell’in eserlerine her baktığımda çocukluğuma dönüyorum, içimi bir mutluluk kaplıyor. Eğer ürünlerimizle buluşan tüketicilerimiz de bu mutluluğu hissediyorsa amacımıza ulaşıyoruz demektir. Kıymetli iş arkadaşlarım artık kızım sana söylüyorum gelinim sen anlayıver, misali!

Not: Açık kaynak niteliğindeki bu yazı yazar zikredilerek iktibas edilebilir. Telif gerektirmez.

Kaynakça:

(*)  Kenber B. (2017). “Laurence Jenkell: Ben üretmeye ve form doğurma fikrine aşığım”, Artam Global Art s.76-81.

(**) Robinne G. (2018). Laurence Jenkell, Editions Diecta, Paris.

YORUM YAZIN