İnovasyon

NE OLACAK BU PARANIN ve ULAŞIMIN HALİ

LinkedIn

 
Trendler yazımın dördüncüsünde Ulaşımda Devrim Yaratan Üç Trend ve Finans Sektörünü Şekillendirecek Dört Trendi Bernard Marr’ın Uygulamada İş Trendleri (Business Trends in Practice) kitabındaki sırasıyla özetledim. “Ne olacak bu paranın ve ulaşımın hali?” diyorum yani. Bu global trendlerin kolektif gücü tüm piyasaya yön verecek kadar güçlüdür. Bilhassa çoğumuzun direkt bulunmadığımız bu sektörler ilgilenmesek de yaşamımızı etkilemektedir. Onun için sektör bazında bilmek geleceği görmek açısından yararlıdır. Tabii burada kehanet bildirmiyoruz. Ama bunları bilip hazırlanmak kişisel ve kurumsal başarımızın gereği olduğu kadar aynı zamanda ulusal sorumluluğumuzdur, diye düşünüyorum.
 
İlk yazımda ise Geleceğin Organizasyonlarını Şekillendirecek 5 Küresel Trendi ve Her Liderin Bilmesi Gereken 10 Mega Teknoloji Trendini özetlemiştim https://lnkd.in/d2fECjm7
İkinci yazı enerji ve sağlık sektöründe trendleri anlattım. https://lnkd.in/d_aiJxav
Üçüncü yazıda ise tarım ve inşaat alanındaki trendler vardı. https://lnkd.in/dkgmsaPv

Parayla olan ilişkimiz; nasıl/nerede kullandığımız, nasıl muhafaza ettiğimiz ve finansal müşteri olarak bize nasıl davranılmasını beklediğimiz özelinde değişiyor.

Trend 1: Paranın Geleceği Bugünden Çok Farklı Olabilir

Paranın dijitalleşmesi, parayla olan ilişkimizde devrim yaratıyor. İnsanlar artık mobil uygulamalar aracılığıyla bir ekrana dokunarak veya telefonlarını tarayarak veya hatta gülümseyerek (“Smile to Pay” yüz tanıma ödeme hizmeti Çin’de kullanılıyor) mal ve hizmetler için ödeme yapabilirler.

Paranın dijitalleşmesi demek kişisel verilerimizin de sisteme aktarılması demektir. Bu trend devam ediyor. Gelecekte paranın ve parasal işlemlerin içine daha fazla kişisel veri eklenecek, şeffaflık artacak. Herhangi bir indirim veya kredilendirme kişisel verilerinize göre yapılacaktır. Belki şaşırcaksınız ama son 30 yılda 600 para birimi buharlaştı. Çoğunun da dijital paranın yerlerini almasıyla yok olacağını söyleyebiliriz. Avrupa Merkez Bankası dijital euro lansmanı yapmaya hazırlanıyor. Evet fiziksel paranın tamamen ortadan kalkacağını hayal etmek oldukça zor ama gelecekte dijital paltformlar ve finansal piyasalar daha çok entegre olacak ve paranın geleceğinin belirlenmesinde farklı ekonomilerin, farklı para birimlerinin, farklı merkez bankalarının ve siyasetçilerin daha az etkisi olacak. Yeni teknoloji start-uplarının geleneksel bankalarla ve finansal sistemlerle adeta savaştığını unutmayalım.

Peki yeni para sisteminde sahtekarlıklar, ihlaller ve hatta terörizm daha mı fazla olacak? Yeni bir hedef olacağı doğru ama sistem kendi güvenlik duvarları ile geliyor.

Trend 2: Paranın ve Finansal Hizmetlerin Artan Dijitalleşmesi

COVID-19 salgınının paranın dijitalleşmesini hızlandırdığına şüphe yok. Çevrimiçi ödemeler ve temassız ödemeler, insanlar ya evde kaldıkça ya da mağazalarda fiziksel parayla uğraşmak konusunda isteksiz oldukları için arttı. İnsanların uzun zamandır bankalara ve geleneksel ödeme şekillerine duyduğu güven, giderek artan bir şekilde dijital paraya yöneliyor. Yoksa artık kral NAKİT değil mi?

Dijital para tanımı kredi kartlarını, akıllı telefonları, app’leri, online bankacılığı, para transfer platformlarını ve kripto para birimi platformlarını kapsar. Tanımlayıcı olan işlem gerçekleştiğinde fiziksel bir paranın el değiştirmemesidir. Şu anda ABD merkez bankasının sıkı para politikası nedeniyle kripto birimlerinin değeri düşüşte ama kısa bir süre önce birçok ülke bankası kripto para değişimine izin vermeye hazırlanıyordu. Tesla araç satışlarında kripto para kabul ediyor. Hala kripto paraların ana akımda iş yapma potansiyeli sürüyor. Bu konuda daha fazla bilgi sahibi olmak isteyenler ilgili yazıma bakabilirler  https://muratulker.com/y/ne-olacak-bu-kripto-para-ve-nftnin-hali/

Dijital para, ödeme sahtekarlıklarına ve veri hırsızlığına açıktır ve bunun önüne geçecek olan blok zincir teknolojisinin yaygın olarak uygulanmasıdır. Örneğin bugün birçok banka yapay zeka yoluyla kredi kartı sahtekarlıklarını önlüyor.

Tüm bu dijitalleşmede çevresel etkiyi düşünmek zorundayız. Bitcoin madenciliği neredeyse Arjantin’in tamamı kadar elektrik kullanmaktadır. Paranın dijitalleşmesinde kesinlikle toplum yararı vardır. Bu nedenle dijitalleşme yenilenebilir enerji işi ile birlikte gelişmelidir. İzlanda ve Norveç kripto para madenciliğinde hidroelektrik ve jeotermal enerji kullanmanın avantajına sahipler.    

Trend 3: Finans Uygulamalarının ve Geleneksel Olmayan Sağlayıcıların Yükselişi

Yeni dijital para dalgasını kolaylaştıran, mobil ödeme uygulamaları ve “dijital cüzdan”dır. Bunlar tipik olarak, kullanıcıların ödeme yapmasına, hatta temassız ödeme ve para transfer etmesine olanak tanıyan uygulama tabanlı hizmetlerdir. Bazı dijital cüzdanlar, yaklaşan etkinlikler için e-biletler veya hediye kartları gibi sıradan, fiziksel bir cüzdanda saklayabileceğiniz diğer öğeleri de saklayabilir.

En önemlisi, bu uygulamaların çoğu bankalar tarafından değil, teknoloji devleri ve dijital yerel startuplar tarafından sunuluyor. Veri ve YZ yetenekleriyle desteklenen bu yeni tür fintech sağlayıcıları, geleneksel bankaların ve finansal hizmet sağlayıcıların para ve ödemeler üzerinde sahip olduğu köklü tekeli tehdit ediyor. Venmo, Apple Pay, Google Pay, Samsung Pay örneklerini düşünün. Venmo’nun sahip olduğu Pay-Pal 2020’de 159 milyar Amerikan dolarlık işlem yaptı. Bu geçen yıla göre %59 büyüme demek. ABD’de 50 milyon insan Pay-Pal kullanıyor ve böyle bir büyümeyi geleneksel bir bankanın yapması mümkün değil miydi?

Dünyanın en büyük dijital bankası Çinli WeBank’tır. Özellikle hizmet alamayan, kredi riski bulunan öğrenciler gibi segmentlere, kobilere dijital cüzdan ve kredi hizmeti sağlar. Alibaba’nın yan şirketi Ant Grup mobil ödeme şirketi olarak başlamıştı, şimdi 650 milyar Amerikan dolarlık “zenginlik yönetimi” (wealth management) yapıyor. Diğer Çinli fintech devi Lufax perakende kredileri, zenginlik yönetimi ve kişilerin birbirini kredilendirmesi alanlarına odaklanıyor. Bu yeni fintechler çok çevikler ve müşterilerinin ihtiyaçlarına hızla cevap veriyorlar.

Trend 4: Daha Kişiselleştirilmiş, Akıllı Hizmetler için Tüketici Beklentileri

PWC’ın anketine göre finans teknolojisinde büyümeyi sağlayacak en önemli konu kişisel tüketici bilgisidir. İnsanlara paralarını nerelere harcadıklarının bilgisi oldukça faydalıdır. Gelecekte bu veriler kredi vermekte kullanılabilir. Hatta tüketiciler bunun için gönüllü olabilirler.

Finans sektörünün hem yerleşik teknoloji devlerinden hem de uzmanlaşmış girişimlerden gelen yeni bir fintech start-up dalgasıyla ciddi şekilde altüst (disrupt) edildiğini görüyoruz. İşletmeniz bankacılık alanında faaliyet gösteriyor olsun ya da olmasın, burada bizim için dikkat çekici birkaç önemli husus var:

– Tüm işletmeler, tahsilat/ödeme işlemlerini paranın dijitalleşmesine paralel olarak güncellemelidir.

– Dijital cüzdanlar ve ödeme platformlarıyla sorunsuz bir şekilde entegrasyon, işletmenize önemli bir rekabet avantajı sağlayabilir.

– Müşterilerin ihtiyaçları hakkında veri toplamak için gereken becerilerin ve araçların temini gerekir. Bu daha kişiselleştirilmiş ürün ve hizmetler tasarlamak için gereklidir.

– Her kuruluşun dijital yerel girişimlerden ve teknoloji devlerinden gelen riski tartması gerekiyor. Sektörünüz için geleneksel operatörlerden pazar payını alan bu ilk-dijital şirketlerin riskini analiz edin.

ULAŞIMDA DEVRİM YARATAN ÜÇ TREND

Hareketlilik (Mobility), muazzam bir değişim geçiren başka bir sektördür. Sadece insanları arabalar, uçaklar, gemiler vb. aracılığıyla taşımaktan değil, aynı zamanda malların da bir yerden başka bir yere ulaştırılmasıyla ilgilidir. Bu nedenle, hareketlilikte meydana gelen değişiklikler sektörden bağımsız olarak çoğu işletmeyi etkiler. Sonuçta pek çok tedarik zinciri malların hareketine dayanmaktadır. Mobilitenin dönüşümü üç ana eğilim tarafından yönlendiriliyor:

Trend 1: Elektrifikasyon

Ulaştırma, sera gazı emisyonlarının önemli bir nedenidir. Yalnızca ABD’ye bakıldığında, ulaştırma, toplam sera gazı emisyonlarının yaklaşık yüzde 28’ini oluşturuyor ve bu emisyonlar büyük ölçüde fosil yakıtların (özellikle benzin ve dizel) yakılmasından araba, kamyon çalıştırmak için ortaya çıkıyor.

Elektrikli Araba Devrimi

2020 itibariyle EA’lar küresel otomotiv satışlarının sadece %6’sını oluşturuyordu, ancak bunun 2025’te %13’e ve 2030’da %22’ye çıkması bekleniyor. Zaman içinde ulusal emisyon hedeflerinin sıkılaşması, daha fazla kentsel nüfus, şarj etme altyapısında iyileşmeler, arabalara güç sağlayan pillerin maliyetinin 2010’dan bu yana %80 azalması gibi faktörler nedeniyle EA’ların kitleselleşmeşi çok yakın görünüyor. Tesla 2020’de Ford ve General Motor’un toplam değerini dörde katlayarak dünyanın en değerli otomobil üreticisi oldu. 

Diğer ulaşım yöntemlerini yeşillendirmek

Elektrikli hale gelen sadece arabalar değil. Artık geleceğin mega kentlerinde kirlilik seviyelerinde büyük bir fark yaratabilecek elektrikli scooterlarımız var. Ayrıca elektrikli kamyonlar bölgesel ve “last mile” yolculuğunda devrim yaratıyorlar. Elektrikli çalışacak uçaklardan oldukça uzak olsak da Airbus ve MagniX elektrikle çalışacak uçak üzerinde çalışıyorlar. Şu anda elektrikle çalışmak üzere tasarlanan özel uçaklar olsa da Airbus’ın hedefi 2030’a kadar 100 yolcu taşıyan bir elektrikli uçağı uçurmak. Elektrikli uçakların yanında hidrojen bazlı uçaklar da diğer bir araştırma konusu. Yine Airbus’ın hedefi 2035’e kadar hidrojeni yakıt olarak kullanan uçakla ilk seyahati gerçekleştirmek. Denizyolu taşımacılığı da büyük ilerleme kaydetti. Büyük üreticiler sıfır karbon emisyonlu gemi inşası için kolları sıvamış durumda. Norveçli üreticiler bu işte başı çekiyor.

Tamamen yeni elektrikli ulaşım yöntemleri yaratmak: Hiperlup (Hyperloop) Seyahat

Gelecekte, uzun mesafeli yolculuklarda kargo ve insanları taşımak için elektrikli arabalara, kamyonlara ve uçaklara ihtiyacımız olacak mı? Hiperlup seyahat norm haline gelirse olmaz. Nedir hiperlup seyahat? Özellikle saatte 760 mil hızla giden süper-hızlı vakum tüp trenlerle yapılan seyahatler. Birkaç saatlik yolun 30 dakikaya inmesini sağlıyorlar. Hiperlup ismi Elon Mask tarafından telaffuz edildi ama şu anda ABD’de ve Fransa’da farklı şirketlerde test aşamasında. Uzmanlara göre 2030 yılına  kadar bu proje gerçekleşebilir. Virjin firması da kargo taşımacılığının süresini ve maliyetini düşürmek için aynı şekilde bir hiperlup projesini yürütüyor. Bu yeni teknolojinin en önemli sorunu tabii ki başlangıç maliyetleridir. SpaceX Hiperlup Alfa Çözümünün alt yapısı mil başına 17 milyon dolar, geliştiriciler ise tüketici fiyatının rekabetçi olacağını söylüyorlar.

Trend 2: Otonom Araçlar

Otonom araçlar, insanların ve malların taşınma şekillerinde devrim yapmak, yol güvenliğini artırmak ve giderek daha yoğun hale gelen yollarımızda sıkışıklığı azaltmak için eşsiz bir fırsat sunuyor. Geleceğin otonom araçları üretkenliği artırmaya bile yardımcı olabilir çünkü araçta seyahat eden insanlar aracın kendisi hareket ederken başka şeylere odaklanabilecekler.

Otonom arabalar

Arabalarımız giderek daha akıllı ve bağlantılı hale geliyor. Bağlanabilirlik ile daha fazla özerklik gelir, yani bir araba çevresi hakkında ne kadar çok şey ile bağlantı kurabilirse (kameralar, sensörler vb. sayesinde), eylemleri kendi başına o kadar fazla gerçekleştirebilir. Tesla kısa süre içerisinde yollarda sürücüsüz araşlar dolaşacağını iddia ediyor. Ki daha şimdiden sürücüsüz hizmetler var. Alfabet’in Waymo taksi hizmeti tamamen sürücüsüz araçlarla 2020 yılında, Çin’deki AutoX ise 2021’de hizmet vermeye başladı. Bu arada UPS gibi şirketler de sürücüsüz kamyonlar üzerinde çalışıyorlar. Bu arada gelecekte dronelar da tam otonom olacaklar ve uçma ve yönlenme kararlarını kendileri verecekler. Bu sayede teslimat maliyetlerini azaltmak için çok sayıda şirket projeler üstünde çalışıyorlar. İnsan taşıyan yolcu droneları ise Almanya’da Volocopter firması tarafından geliştiriliyor.  

“Last mile” sorunu nasıl çözülecek? Otonom araçlarla ilgili en büyük zorluklardan biri last mile sorunudur. Otonom kamyonlar ve kamyonetler, otoyolda seyahat etmek ve yerel depolama merkezlerine yük taşımak için en uygundurlar. Peki paketleri yerel depolama merkezlerinden alıcının adresine, sıkışık şehir sokaklarından kapılarına kadar nasıl götürebiliriz? Bir çözüm, Starship robotları gibi otonom dağıtım robotlarıdır. Ford, Agility Robot firması ile birlikte çalışarak iki bacaklı, sürücüsüz aracın arkasına katlanarak konan ve ordan çıkıp paketi müşterinin kapısına götüren Digit isimli bir robot üretmeye çalışıyor. Digit merdiven de çıkabiliyor. Bu çözümler sürücüsüz kamyon ve drone teslimatlarıyla birleşip tedarik zincirini tamamen değiştirebilir.

Trend 3: Hareketliliğin Hizmetleştirilmesi

Mobilite sektörü de diğer sektörler gibi “hizmetleştirme”nin (servitization) etkisi altındadır. Gittikçe daha fazla yoğun nüfuslu mega kentlerde ve belki iklim kriziyle ilgili endişeler arttıkça, araç sahipliği azalmaya başladı ve kullanıldığı günler sayılı olmaya başladı. Bunun yerine, ulaşım ihtiyaçlarımızı karşılamak için hizmet olarak mobilite (Mobility As a Service- MaaS) sağlayıcılarına yöneliyoruz. Uber vb yeni paylaşımlı modeller var ama, ulaşım geleneksel özel araç sahipliğinden farklı, kompleks ve çok katmanlı bir yapıda…

Bu trendlerin her birinde, ulaşım sektöründekiler için heyecan verici fırsatlar var; örneğin MaaS, müşterilerinin ihtiyacını karşılamak için yolculuk paylaşım hizmetleri gibi bir fırsat sunuyor. Elektrifikasyon, nakliye ve tedarik zincirlerini daha sürdürülebilir hale getirmek için bir fırsat sunuyor. Ve otonom araçlar, ulaşımı çok daha güvenli ve verimli hale getirebilir.

Ulaştırma sektörünün dışında olanlar için bu bölümden önemli çıkarımlar şunlar olabilir:

 –       Şirketler, elektrikli şirket arabaları ve otonom teslimat robotları dahil olmak üzere daha sürdürülebilir mobilite seçeneklerine yönelmeye başlamalıdır.

–       Mobilitede gerçekleşen otomasyon hemen tüm sektörlerde yaşanıyor. Bu, kuruluşların insanların yaptığı iş ile otomasyon arasında zor da olsa bir denge kurması gerektiği anlamına gelir.

–       Hizmet olarak (as-a-service) modeli aynı zamanda her sektörü etkileyecektir, bu nedenle müşterilere özel abonelik hizmetleri veya paylaşılan hizmetleri nasıl sunabileceğinizi şimdiden düşünmeye başlayın. 

 (*)  Marr, Bernard (2022), Business Trends in Practice, Wiley, 337.

Not: Açık kaynak niteliğindeki bu yazı yazar zikredilerek iktibas edilebilir. Telif gerektirmez.

YORUM YAZIN