İnovasyon

SEKTÖRLERE GÖRE TRENDLER II

LinkedIn

TARIMI DÖNÜŞTÜRMEK İÇİN GEREKEN 2 ANA İNOVASYON

İMALAT VE İNŞAAT GENELİNDE 11 TREND

 Trendler yazımın üçüncüsünde TARIM, İMALAT VE İNŞAAT trendlerini Bernard Marr’ın Uygulamada İş Trendleri (Business Trends in Practice) kitabındaki sırasıyla özetledim. Bu global trendlerin kolektif gücü sektörlere yön verecek kadar güçlüdür. Bilhassa çoğumuzun direkt tüketicisi bulunmadığımız bu sektörler ilgilenmesek de yaşamımızı etkilemektedir. Onun için sektör bazında bilmek geleceği görmek açısından yararlıdır. Tabii burada kehanet bildirmiyoruz. Ama bunları bilip hazırlanmak kişisel ve kurumsal başarımızın gereği olduğu kadar aynı zamanda ulusal sorumluluğumuzdur, diye düşünüyorum.

İlk yazımda ise Geleceğin Organizasyonlarını Şekillendirecek 5 Küresel Trendi ve Her Liderin Bilmesi Gereken 10 Mega Teknoloji Trendini özetlemiştim https://muratulker.com/y/bircok-isletme-daha-ileri-goruslu-rakipleri-tarafindan-geride-birakilacak/

Altta sıralanan sekiz sektördeki belli başlı yeni trendleri üç yazı halinde sunacağım.

İlk yazıda,

ENERJİ VE SAĞLIK SEKTÖRÜNDE TRENDLER

EĞİTİMDE İKİ ANA TREND

https://muratulker.com/y/daha-proaktif-ve-ongorulu-olmaliyiz/ sunmuştum.

İkinci yazıda,

TARIMI DÖNÜŞTÜRMEK İÇIN GEREKEN 2 ANA İNOVASYON

İMALAT VE İNŞAAT GENELİNDE 11 TREND

Üçüncü yazıda,

ULAŞIMDA DEVRİM YARATAN ÜÇ TREND

FİNANS SEKTÖRÜNÜ ŞEKİLLENDİRECEK DÖRT DEĞİŞİM

trendini kısaca inceleyeceğiz. Eğer bu sektörlerden birisiyse iş sahanız zaten ya bu trendlerden haberdarsınız, ya da kolayca ek malumat edinebilirsiniz.

Bernard Marr’ın Uygulamada İş Trendleri (Business Trends in Practice) kitabındaki (*) sırasıyla şimdi Tarım ve İmalat – İnşaat sektörlerindeki başlıca yeni trendleri özetleyelim.

TARIM SEKTÖRÜ

KENDİMİZİ NASIL BESLİYORUZ: TARIMI DÖNÜŞTÜRMEK İÇİN GEREKEN 2 ANA İNOVASYON 

Gıda talebinin arttığını biliyoruz. Küresel nüfusta öngörülen artış, gıda üretiminin yüzde 70’e kadar artmasını gerektirecek. Büyüyen orta sınıfla birlikte, genellikle buğday, tahıllar ve baklagillere kıyasla et talebi de artıyor. Daha fazla gıda ve daha fazla et talebini karşılamak, tarımın çevresel etkilerini düşündüğünüzde zorluklar da getiriyor:

• Gıda sistemi, toplam küresel sera gazı emisyonlarının dörtte birini (yüzde 26) oluşturuyor. Tarım, ormancılık ve arazi kullanımı bunun yüzde 18,4’ünü oluşturuyor (geri kalanı gıda işleme, paketleme, soğutma ve nakliye gibi işler).

• Küresel tatlı su kaynaklarının yüzde 70’i tarım için kullanılıyor.

• Hayvancılıkta zaten vahşi memeliler 1/15 oranına düşmüş ve nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olan 28.000 türden 24.000’i için tarım ve su ürünleri yetiştiriciliği bir tehdit olarak listeleniyor.

İnovasyon 1: Mevcut Tarım ve Tarım Yöntemlerimizi Yeniden Tasarlamak

Çevresel etkiyi azaltırken verimliliği artırmak için tarım sektörünün yeni yöntemler benimsemesi gerekiyor. Çiftçilikte önceki gelişmeler büyük ölçüde mekanik gelişmeler (daha büyük, daha iyi makineler) veya genetik ilerlemeler (daha iyi tohum, daha etkili gübreler vb.) tarafından yönlendirildi. Şimdi, çiftçilikte bir sonraki büyük dönüşüm yolda ve büyük ölçüde dijital araçlar tarafından yönlendiriliyor. Bu gelişmeleri ben iki yazımda detaylı anlatmıştım.

https://muratulker.com/y/hasadi-bilmeyen-niye-turfanda-meyve-sebze-istesin-ki/

https://muratulker.com/y/yiyip-ictigimizden-memnun-muyuz-gidada-israf-var-mi/

Tarımda daha fazla otomasyon gerekiyor! 

Çoğu endüstride olduğu gibi, otomasyon tarımda çok daha büyük bir rol oynamaya başlıyor. İşte otomasyonun tarım yöntemlerini nasıl iyileştirebileceğine dair birkaç örnek: Robotlar artık sadece toplamaya hazır mahsulleri tespit etmekle kalmıyor, narin yumuşak meyveleri bile toplayabiliyor. Çiftçilerin işgücü zorluklarını aşmalarına ve üretimi artırmalarına olanak tanıyor. Önümüzdeki 10 yıl içinde, tarımsal drone endüstrisinin yalnızca ABD’de 100.000 iş yaratacağı tahmin ediliyor.

Daha hassas tarım!

Mahsul için gübre üretimi, sera gazlarına bir diğer katkıdır, bu nedenle kullanılan gübre miktarını azaltmak, çiftçiliği iyileştirmenin başka bir yoludur. Aynı şey pestisitler ve su kullanımı için de geçerlidir.

Bu da bizi hassas tarıma getiriyor. Aynı oranda sulama, gübre ve pestisitlerin belirli zamanlarda ve sıklıkta eşit şekilde uygulanmasına yönelik geleneksel yöntem yerine, hassas tarım, mahsullerin ihtiyaçlarına bağlı olarak bu faktörlerin değişken oranlarda uygulanmasını içerir.

Çiftçilikte blockchain (blok zinciri) kullanılacak!

Blok zinciri teknolojisi tarımda da önemli bir rol oynayabilir:

Blockchain, özellikle gıdaların kökeninin izlenmesi söz konusu olduğunda, tüketici güvenini sağlamak için gerekli olan büyük tedarik zinciri avantajları sağlayabilir. Tüm tedarik zinciri bir blok zincirine kaydedilebilir, bu da bir gıdanın kökenini izlemek için gereken süreyi saniyelere indirir.

Daha yerelleştirilmiş, kentsel tarım yapılacak!

Dünyanın yaşanabilir topraklarının yarısı zaten tarım için kullanılıyor, bu da gezegenin öngörülen nüfus artışını ve şu anda ürettiğimizden daha fazla gıda üretmemiz gerekeceğini düşündüğünüzde şaşırtıcı görünüyor. Kentsel tarım, kendimizi nasıl beslediğimiz konusundaki en büyük zorluklardan bazılarını çözebilir, gıda güvenliğini artırmaya, israfı azaltmaya, gıdada mesafeleri kısaltmaya ve çiftçiliğe ayrılan yaşanabilir arazi miktarını azaltmaya yardımcı olabilir. Çok temel terimlerle, kentsel çiftçilik sadece bir şehirde veya kasabada gıda yetiştirmek anlamına gelir, ancak topluluk bahçeleri veya kendi başınıza yetiştirmek yerine, kentsel çiftçilik, ticari bir işletme olarak gıda yetiştirmek anlamına gelir, tıpkı normal bir çiftlik gibi, ancak kentsel bir alanda!

Ancak bunu yoğun nüfuslu şehirlerde nasıl yapabiliriz? Cevap, dikey tarımda yatıyor, dikey katmanlarda mahsul yetiştirme pratiği. Küçük bir ölçekte, yedek bir duvara veya bir nakliye konteynerinde yapılabilir; orta ölçekte, aksi takdirde kullanılmayan binalarda; hatta fabrika boyutunda dikey çiftliklerle büyük ölçekte.

İnovasyon 2: Mahsul Eldesinin Yeni Yolları 

Gelecekte Gıda (Özellikle Et)

Tarlaların üçte biri hayvan yemi yetiştirmek için mi kullanılıyor? O araziyi insanlar için ekin yetiştirmeye adamak ve et eldesinin yenilikçi yollarını bulmak daha mantıklı olmaz mıydı? Bilemiyorum… Kültürlü ve bitki bazlı etteki ilerlemeler, et üretme şeklimizde önemli bir değişimi temsil edebilir. O zaman Üç Boyutlu Baskı (3D Print) gıda üretiminde büyük rol oynayacak. Bu konuda da MÖÖ Kanunu başlıklı yazıma bakabilirsiniz. (https://muratulker.com/y/moo-kanunu-yatirimcilara-yeni-tarim-devrimi-rehberi/)

Kültür veya Bitki Bazlı Et!

Bitki bazlı süt alternatifleri pazarı zaten kurulmuş (yalnızca ABD’deki süt satışlarının yüzde 13’ünü oluşturuyor) ve gelişiyor. Fakat gıdada mevzuat bu kadar sıkı iken cins ve besleyicilik açısından süt ile hiç alakası olmayan bu ürünlere süt denilmesini anlamlandıramıyorum. Eğer alternatif et pazarı benzer bir şekilde gelişirse, küresel et endüstrisinin 2029’a kadar yüzde 10’unu oluşturabilir. Kesinlikle pazarda kendine bir yer bulabilir. Bitki bazlı öncülerden Beyond Meat’in, halka arzı 1.5 milyar dolarla ve üç aydan kısa bir süre sonra 13 milyar dolarla değerlendikten sonra tarihin en başarılı halka arzlarından biri olduğunu söylemek mümkün. Zaten bu da mevzuatın esnekliğini açıklamıyor mu?

3 Boyutlu Basılmış Yiyecekler!

3B baskı teknolojisiyle yiyecek elde etmeye ne dersiniz? Barselona merkezli start-up NovaMeat dünyanın 3B baskı yöntemiyle elde edilmiş ilk bitki bazlı etini üretti. Bu et gerçek etin lifli doğasını taklit ediyor. Dolayısıyla 3B baskı gelecekte yiyecek üretiminde kullanılabilir. Bu hem dünya kaynaklarının iyi kullanımı açısından hem de herkesin kişisel besin ihtiyacına göre 3B baskıyla yiyecek üretileceğinden sağlık açısından iyi olur. 3B baskıya da teşekkür etmek lazım çünkü onun sayesinde artık ölçek ekonomisi ayak bağı değil. Anlayacağınız laboratuvarda üretilen et ve deniz ürünleri ve sipariş üzerine terzi usulü 3B baskı ile geleceğin yiyecekleri bugünden çok farklı olacak, demek isterdim. Ama hala icadı tamamlanmamış bir teknoloji ve belirlenmemiş hammaddelerden söz ediyoruz.

Tüm bu icatlar çok heyecan verici ama yeni yöntemler halen yaygın uygulamaya geçmiş değil! Halbuki iklim krizini atlatmak ve dünyayı beslemek için bu yöntemlere ihtiyaç var. Acaba yanlış ata mı oynuyoruz, diye düşünmemek elde değil! Sektörden bağımsız olarak tüm işletmeler, verimliliği artırmak, daha hassas olmak ve daha çok süreci otomatikleştirmek için teknoloji odaklı yollar bulmalıdır.Benzer şekilde, tüm işletmeler çevresel etkilerini azaltmaya ve operasyonlarını daha sürdürülebilir hale getirmeye çalışmalıdır. Yenilikçi ürünlere duyulan ihtiyaç evrenseldir.Tüketiciler giderek daha sürdürülebilir, daha az savurgan ve daha akıllı ürünler istediklerini söylüyorlar.

İMALAT – İNŞAAT SEKTÖRÜ

BİR ŞEYLERİ NASIL YAPARIZ VE İNŞA EDERİZ:

İMALAT SEKTÖRÜNDE 11 TREND

Trend 1: Nesnelerin Endüstriyel İnterneti (NEİ) 

Nesnelerin İnterneti’ni duymuşsunuzdur; artık üretim sürecini iyileştirebilecek değerli verileri toplamak için birbirine bağlı cihazların (özellikle sensörlerin) endüstriyel düzeyde kullanıldığı Endüstriyel Nesnelerin İnterneti’ne (NEİ) sahibiz. Sensorlar makinaların verimli kullanımından, hatasız çalışmalarına ve tedarik zincirinin optimizasyonundan, enerji tasarrufuna kadar çok alanda devrim niteliğinde fark yaratır. İnanmayacaksınız ama, 1986 senesinde İşletmeler Genel Müdürü olduktan sonra bir kaç yıl içinde imalat makinaları -ki tesisler kaskad çalışır- ve ambalaj makinalarının anlık çalışma ve verimlerini evden dahi izleyecek enformasyon sistemlerini kurmuştum. Hatta yine aynı zamanda o vakit mevcut olan web teknolojisiyle dünya çapında “data house”lara araştırma için bağlanabiliyorduk.

Trend 2: Öngörücü Bakım (Predictive Maintenance) 

Beklenmeyen makine bozulma süresi, üreticiler için oldukça maliyetli olabilir, ancak NEİ, makine bozulma süresini ve makine arızasını önemli ölçüde azaltabilecek başka bir önemli trendi mümkün kılıyor. Makine ve bileşenlerdeki arıza modellerini tespit etmek için sensör verilerinin ve yapay zekanın kullanımı ile daha başarılı bir öngörücü bakım modeli sürdürmek mümkün. Hatta şu anda Tesla otomobillerinde uygulanan merkezden güncelleme ve arıza teşhis/giderme bizim kullandığımız endüstriyel tesislerde de var.

Trend 3: Dijital ikizler

Bu teknoloji herhangi bir fiziksel süreç veya nesneyi simüle ederek üretim ortamında yeni bir ürünün boyutlarının simüle edilmesi veya ekipmanın fabrika zemininde teşhir edilmesi (örneğin, makinenin nasıl çalıştığı) anlamına gelebilir. Dijital ikiz teknolojisi tüm bir tedarik zincirini görselleştirmek ve simüle etmek için bile kullanılabilir. Dijital ikizler üretimde o kadar dönüştürücü olabilir ki, 2022 yılının sonuna kadar üreticilerin %70 kadarı bu teknolojiyi simülasyonlar ve değerlendirmeler yapmak için kullanıyor olabilir. Unilever şu an dünya çapında 8 fabrikasına bu teknolojiyi uygulamış. Bu fabrikalarda NEİ sistemleri tüm fabrikanın dijital ikizi ile beslenir, algoritmalar sancılı noktaları tanımlar ve üretim hattında gelişmeleri gerçekleştirir. 

Trend 4: Otomasyon

Otomasyon, diğer birçok endüstride eskiden beri olduğu gibi şimdi de imalat proseslerinin geleceğini şekillendiren bir trend. Al sayesinde, makineler artık daha önce insanlara has olan daha fazla görevi üstlenebiliyor. Münferit makinalar bir ekip halinde çalışarak daha fazla verim elde ediyor.

Trend 5: Robotlar ve Cobotlar

Robotik, otomasyonun önemli bir etkinleştiricisidir, ancak tüm robotlar insan işçilerin yerini almak için orada değildir. Örneğin, Ford, BMW ve Hyundai gibi üreticiler tarafından halihazırda kullanılmakta olan; insan işçilerin ağır nesneleri daha kolay kaldırmasına ve yaralanmaları azaltmasına yardımcı olabilecek giyilebilir robotlar olan robotik dış iskeletlerimiz (exoskeleton) var. Bunlara işbirlikçi (collaborative) robots yani cobots deniyor.

Gelecekte fabrikalar tamamen otomasyona dönüşebilecek, insan ve zeki makinaların işbölümü ve uyum içinde kusursuz çalıştıkları yerler haline gelecek.

Ülker Topkapı Metro ürünü tesisinde ilk yüksek hızlı paketleme robotunu 1987 senesinde devreye almıştık. O zaman firma sahibi meraktan kendi kullandığı özel uçağı ile gelip bizi ziyaret etmişti. Yine on yıl önce tamamen kendi kendine çalışan bir un değirmeni görmüştüm. Hiç insan yoktu, değirmen ihtiyaç duyarsa evine telefon ederek değirmenci ustasını göreve çağırıyordu.

Şimdi ise otomasyon ve NEİ isteseniz de istemeseniz de tüm teçhizatla beraber sevk ediliyor. Artık otomasyon ve robot sistemleri olmadan bir proses dizaynı söz konusu bile değildir. Rekabetçi fiyatlar ve yaygın erişim ise bu imkanı her üreticiye sunuyor.

Trend 6: 3B Baskı ve Eklemeli Üretim

3B baskı ve eklemeli üretim sayesinde, üreticilerin artık büyük stoklar üretmesi ve elinde tutması gerekmeyebilir. 3B baskı daha uygun maliyetli, verimli ve ölçeklenebilir hale geldikçe, üreticiler geleneksel üretim sürecinden daha az atık ve daha az malzeme ile sipariş üzerine ürünler üretebilecekler, demekle birlikte yılda milyar adete varan üretim büyüklükleri için hala toplu üretim tesisleri en iyi çözümdür. Hatta 3B baskı için hala prosesler icat edilmemiştir ve hammaddeler denenmemiştir. Bilhassa gıda için hijyen, muhafaza ve raf ömrü hususları da göz önüne alınmalıdır.

Trend 7: Akıllı ve Daha Sürdürülebilir Ürünler

Akıllı, bağlantılı cihazların ortaya çıkması sadece ürünlerin nasıl üretildiğini değil, aynı zamanda ne tür ürünlerin üretildiğini de değiştiriyor. Günümüzde yoga matlarından bebek bezlerine kadar her şey sensörlerle donatılıp akıllı hale getirilebiliyor. Akıllı aktivite takip cihazlarının (app’lerin) nasıl evrildiğini düşünün, günlük kalori alımından, günlük aktivitelere, nabız hatta uyku süresi ve kalitesi takibine kadar her şeyi izlemeye başladılar. Artık akıllı alışveriş, akıllı ev ve mutfak cihazlarında Nİ kullanılabilirse aplikasyonlar bize ihtiyacımıza ve hevesimize uygun menü, alışveriş listesi hazırlama imkanı sunacak ve bu yaşam şekli zengin/fakir için vazgeçilmez olacak; tıpkı şimdi, evlerde sıcak/soğuk akar suyun, evdeki merkezi/ dağınık ısıtma/soğutma ve aydınlatmanın alışılagelmiş olduğu gibi…

Tabii bu iletişim/pazarlamanın şeklini de etkileyecektir.

BİNALAR VE İNŞAAT SEKTÖRÜNDE DÖRT ANA TREND

Pek çok sektör gibi, COVID-19 salgını inşaat sektörüne de büyük darbe vurdu ve bir yenilik ve verimlilik çağını başlattı. İnşaat sektörünü daha iyiye doğru geliştiren en büyük dört trend:

Trend 1: Daha Yeşil, Daha Akıllı Binalar Arzusu

Binalar ve hatta tüm şehirler artık akıllı ve bağlantılı hale geliyor, bina performansı ve kullanımı hakkında içgörüler sunuyor ve hatta kendilerini daha verimli olacak şekilde ayarlıyor. Giderek artan bir şekilde, bu bağlantılı teknolojiler göz önüne alınarak yeni binalar inşa edilecek. Enerji verimliliği ve yenilenebilir teknolojilerle birlikte bu, binaları çok daha verimli, hatta karbon nötr hale getirecek ve binaların çevre üzerindeki menfi etkisini azaltacak.

Trend 2: Modüler ve Saha Dışında İnşaat

Modüler ve prefabrik yapı pazarı yükselişte ve 2020’de 82,3 dolardan 2025’te 109 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Bu kısmen işgücü kıtlığı ve inşaatta artan maliyetlerden kaynaklanıyor, ancak yeni teknolojiler de önemli bir rol oynuyor. 3B baskıyla, inşaat sahası dışında tamamıyla yapılıp sahaya taşınan modüler malzemelerle konut yapımı sadece küçük konutlar değil büyük projeler için de söz konusu. Onlarca yıl önce idi, yanlış hatırlamıyorsam, Mekke’deki Sarayın dış duvarları kaplamaları dahil prefabrik getirilip “lego” gibi monte edilmişti hüccacın gözü önünde… o zaman bunu mecbur kılan gayrimüslim yüklenicilerin şehre girememeleri ve Suudilerin imkanları idi.

Trend 3: Geleneksel Beton ve Çeliğin Değiştirilmesi

Korkunç bir çevre maliyeti olmadan aynı dayanıklılık avantajlarını sağlayabilen geleneksel beton ve çelik yerine yeni alternatiflere ihtiyacımız var. Yeni malzemeler geliştirilirken, beton ve çelik üretimini çok daha çevreci hale getirmenin yollarına da acil ihtiyacımız var. Koreli bir şirket geleneksel çelik üretim yöntemlerinden daha az toksik emisyona sahip bir çelik üretim şekli bulmuş. Aynı şekilde de beton üretiminin ana maddesi çimentoyla ilgili de düşük karbonlu yaklaşımlar gerekecek. New Jersey’den bir start-up Rutger University ile birlikte karbon dioksit salınımını % 30 azaltan bir kimyasal süreç geliştirmiş bile… 

Trend 4: İnşaatta Teknoloji Uyarlama

İnşaat sektörü, yeni teknolojileri uyarlamalarıyla pek tanınmaz, trendlerin zorlaması ile inşaatta kullanılabilen en önemli teknolojilerden bazıları: 

–       İnşaatta drone kullanımı: havadan araştırmalar, ısı haritaları, termal görüntüler ve yerinde güvenlik için kullanılan dronelarla birlikte yılda yaklaşık %240 artıyor.

 –       SG ve AG: inşaat projelerinin 3B görsellerini oluşturmak, güvenlik eğitimi ve sahaları denetlemek de dahil olmak üzere çeşitli şekillerde kullanılmaya başlandı. 

–       Blok zincir: daha güvenli ve verimli bir inşaat iş akışı ve proje tedarik zinciri oluşturmak için kullanılabilir. Proje takip araçları ile tüm paydaşlar projeyi izleyip, ek tedbirleri alabilir, ödeme yapabilirler. Örneğin, bir blok zincirinde depolanan akıllı sözleşmeler, bir projedeki tüm paydaşların, hepsi bir arada bir proje izleme aracı gibi projeyle ilgili hizmetleri satın almasına, izlemesine ve ödemesine izin verebilir.

 –       3B baskılı parçalar ve ürünler tek bir makinede üretildiğinden, birden fazla parçayı kaynaklama ve vidalama gibi işlemlere artık gerek kalmayacak. 

Yani İmalat – İnşaat Endüstrisi de yeni teknolojilerin, artan otomasyonun ve daha yeşil ürün ve hizmetlere yönelik isteğin yönlendirdiği hızlı bir değişim dönemine girmiş bulunuyor.

——————

(*) Marr, Bernard (2022), Business Trends in Practice, Wiley, 337.

Not: Açık kaynak niteliğindeki bu yazı yazar zikredilerek iktibas edilebilir. Telif gerektirmez.

YORUM YAZIN