Dijitalleşme

Dijital Yetenek, Matt Alder ve Mervyn Dinnen – Önsöz

LinkedIn

DİJİTALLEŞMEK VE DİJİTAL YETENEK ARAYIŞI

Dijital çağda şirketler dijitalleşirken şirketlerin iş adaylarında aradığı özellikler değişiyor. Dijital dünya için artık dijital yetenekler gerekiyor. Matt Alder ve Mervyn Dinnen Dijital Yetenek isimli kitaplarında işte bu konuyu işliyor ve dönüşmeye karar veren şirketlerin dijital yetenekleri bulmak, elde tutmak ve beceri kazanmaları için oldukça inovatif yaklaşımlar sunuyorlar. Kitapta otomasyonun ve yapay zekanın iş yerlerine ve çalışanlara etkileri inceleniyor. Bir kuruluşta diğer alanlarda olduğu gibi İK alanında da iş teknolojisini etkili kullanmanın en zor yollarından biri, trendlerin gelecekte nasıl gelişeceğini anlamaktır ve bu konuda işverenlerin yakından takip etmesi gereken üç tip trend vardır diyor yazarlar: 1) teknoloji trendleri (daha iyi yapay zeka, pratik blok zinciri, metaverse 2) pazar trendleri  (robotik süreç otomasyonu) 3)  stratejik trendler (kişiselleştirilmiş aday atamak). Kitabın bir bölümü de dijital çağda liderliğe ayrılmış. Yazarlar iş dünyası liderlerinin işgücü tarafından gittikçe daha fazla etkili, ilham verici ve motive edici görülmesine ihtiyaç duyulduğunu belirtiyorlar. Çalışanların da kendilerine daha fazla değer verilmesine ihtiyaçlarının olduğunu belirtirken, işyerinde çalışana destek olan bir kültür yaratmanın ne kadar önemli olduğunu belirtiyorlar. Hatırlayacaksınız, Dijital Çağda Liderlik konusunu da ayrıca bir yazı yazıp açıklamaya çalışmıştım. (https://muratulker.com/y/dijital-liderin-diger-liderden-cook-farki-var/)

Dijital Yetenek kitabını sadece İK yöneticilerinin değil tüm yöneticilerin okuması gerektiğini düşünüyorum. Dijital Yetenek kitabına yazdığım önsözde bunu belirttim. Önsözü aşağıda sunuyorum.

Dijital Yetenek, Matt Alder ve Mervyn Dinnen

ÖNSÖZ

KAFA TV ile yaptığım röportajın YouTube videosu (Temmuz 2023’ün hemen başı) milyonlarca kişi tarafından izlenmiş. Bu tamamen organik gerçekleşen olayda hedef kitle oldukça genç. Niye bu video bu kadar izlendi? Tahminim şu: karşılarında umduklarından farklı bir Murat Ülker bulmaları; cevapları dinamik ve eğlendirici olan. Bu gençlerle aynı kuşaktan olmadığım halde asgari müşterek sağlandığında gerçek bir buluşma oluyor.

Programda bana sorulan sorulardan bir tanesi “Z kuşağına inananlardan mısınız?” şeklindeydi. Ben de şu cevabı vermiştim:

Z kuşağı dedik, biraz talihsizlik oldu. Halbuki daha çok var. Bunlar hep çıkıyor. Üç senede bir, beş senede bir aslında kuşak değişiyor. Bizim çocuklar arasında birkaç sene var ama her biri ayrı telden çalıyor. İkiz olanlar var, onlar da ayrı telden çalıyor. “Yeni kuşak illa bunu takip edecek, böyle olacak,” diye bir şey yok. Mutlaka kuşaklar değişecek. Yeni kuşaklar olunca kuşak çatışması da olur ama sonunda hep yeni kuşakların dediği olur. Niye? Ben de bir zamanlar yeni kuşaktım, siz de bir zamanlar yeni kuşaktınız, şimdi sizden sonraki kuşaklar geldi. Hep yeni kuşaklar işlerin başına geçecek ve dünya buna göre şekillenecek. Yeni kuşaklar da hep olacak. Nerede buluşacağız? Gerçek hayatta buluşacağız.

Matt Alder ve Mervyn Dinnen’ın birlikte yazdıkları Dijital Yetenek kitabında işlenen konu, inanamayacaksınız ama, gençliğimde yaşadığımız bilgisayarlaşma sürecine çok benziyor. Şimdi ise gittikçe hızlanan değişimde benim çocuklarım hemen akabinde yapay zekâyla, daha sonra da büyük ihtimalle çok daha fazlasıyla dilemma yaşayacaklar. Seksenlerin başında ilk PC icat edildiği zamanlarda ve hemen öncesinde piyasaya çıkan AS/400 gibi sistemler “ana bilgisayar” (mainframe) olarak tanımlanıp işletim sistemi uzmanı gerektiriyordu. Bugünse her birimiz kendi bilgisayarımızı kullanan ve bundan da vazgeçemeyen insanlar olduk. Hele de yanımızdan ayıramadığımız, hatta dedelerin, ninelerin, ev hanımlarının, çocukların bile yanından ayıramadığı cep telefonlarını düşündüğümüzde herkesin niye dijitalleşmek zorunda olduğunu anlarız. Buna mecburuz ve dijitalleşme süreci burada bitmeyecek. Yıldız Holding’de kurum içinde yapılandırdığımız akademide yeni mesleklerin gerekleri için mevcut çalışanları yetiştirmek ve onları adapte etmek için uğraşıyoruz.

Şimdi hatırlıyorum da, bu işlerin başladığı ilk yıllarda muhasebe işlemlerini dijitalleştirmek için EBİM diye kısaltılan, bugün bir Google aramasında bile çıkmayan Elektronik Bilgi İşleme Müdürlüğümüz vardı. Burada çalışan iki yeteneğimizden biri askere gidince, diğeri “Bana bir ev, bir araba lazım,” diye Sabri Bey’i tehdit etmişti. Bu da bizim bilgisayarlaşma sürecini bir yıl geciktirmişti. Bu olaydan büyük ders aldık.

Ben lisede öğrenciyken on parmak daktilo yazma kursuna gitmiştim. Bu o günlerde aranan bir özellikti. Üniversitedeyse bilgisayar programcılığı ve sistem analistliği sertifikalarını dışarıdan almıştım. Çünkü bu meslekler üniversitede dersi olmayan ama iş yaşamında önemli gerekliliklerdi.

Dijital Yetenek kitabında işte bu dijitalleşmeyle birlikte dönüşen insan kaynakları konusu detaylı bir şekilde anlatılıyor. Kitap bir rehber niteliğinde ve bu nedenle çok faydalı olacağını düşünüyorum. Çünkü dünyada yaşanan değişim yeni kuşakların özelliklerini ve becerilerini değiştiriyor, her departmanın insan ihtiyaçları ve bu insanlarda olması gereken özellikler ve beceriler de değişiyor. İnsan Kaynakları departmanlarının işi “yetenekli” insanları bulma noktasında zorlaşıyor. Bulunan yeteneklere yeni beceriler kazandırılması içinse inovatif yaklaşımlar gerekiyor.

Covid-19 pandemisi dönemi, dijital dönüşümü ve dijital yetenek ihtiyacını çok ama çok artırdı. Çeşitlilik ve kapsayıcılık trendi, çalışan ve işveren arasındaki ilişkileri hızla değiştiriyor. Yapay zekânın şimdiden her yanımızı sarmasıysa, bırakalım gelecek on yılı, gelecek iki yılda bile büyük değişiklikler olacağını gösteriyor. Bu nedenle de insan kaynağımızın tercih ve beklentilerini anlamak, hangi kuşaktan olursa olsun, önemli hale geliyor.

Yazarlar sorun olan konuları şöyle açıklamışlar: esnek çalışmaya karşı gösterilen esnek olmayan tutumlar, modası geçmiş işe alım süreçlerinin sürdürülmesi, etkinliği konusunda sorunları ve eksiklikleri olduğuyla ilgili fikir birliğine varılmış olmasına rağmen yıllık gözden geçirmelerin hâlâ yaygın oluşu, komuta ve kontrol liderliği, toksik çalışma kültürleri.

Bizler liderler ve yöneticiler olarak var olan işlerimizi kârlı ve sorumlu bir şekilde yürütmeye çalışırken, mevcut ve gelişmekte olan trendleri takip etmek ve tüm sorunları çözmek zorundayız. Dijital Yetenek kitabındaki bilgiler, bu sorunları çözmek, dijital dönüşüm çağında yeni yetenekleri bulma ve geliştirme konusunda çok yararlı bilgiler sunuyor. Tabii ki kitapta “Tüm çözümler burada” iddiası yok ama sundukları en iyi uygulamalar ve yeni düşünceler ufuk açıyor, bizi gerçek hayata davet ediyor. Keyifli okumalar.

 

Not: Açık kaynak niteliğindeki bu yazı yazar zikredilerek iktibas edilebilir. Telif gerektirmez.

 

YORUM YAZIN