Bilim insanlarının çalışma biçimi gerçekten ilginç. Bir konuya, adeta kafayı takıyorlar ve hayatlarını bu konuyu çözmeye vakfediyorlar. Prof. Dr. Gökhan Hotamışlıgil Hoca da bu takdir edilesi insanlardan biri. Yıllardır obeziteyi yani insanlığın temel sorunlarından biri olan şişmanlığı önlemeye yarayan araştırmalara kafayı taktı ve Harvard Üniversitesi Sabri Ülker Center’daki ekibiyle birlikte (bu gençlerden bazıları da müthiş gelecek vaad eden genç Türk bilim adamları) hayatlarını bu sorunu çözmeye adadılar. Son dönemde prestijli dergilerde yayınladıkları makaleler şişmanlığı önleme konusunda çalışmalarının meyvelerini verdiğini biz gösteriyor. Elde ettikleri sonuçlar oldukça heyecen verici. Bırakalım Sabri Ülker Center’a verdiğimiz destek nedeniyle bulguların Ülker ailesi olarak övünç kaynağı olmasını, bu uğurda gösterilen çaba bile insanlığa yapacağı katkılar nedeniyle Ülker’i Ülker yapan herkes için bana göre “amel” defterine yazılacak bir iyilik niteliğinde. Gökhan Hoca geçtiğimiz pazartesi akşamı Fatih Altaylı’nın sunduğu TekeTek Bilim programına katıldı ve “Şeker Hastalığı” merkezleri sayesinde “Tarih Mi Olacak?” sorusuna uzun uzun cevap verdi. Çalışmalarından geldikleri noktayı, buldukları yeni FABP4 hormonunu, karaciğerde kalsiyum trafiğinin nasıl bozulduğunu, kontrolsüz şeker üretiminin nasıl başladığını keşfettiklerini, sağlıklı şişmanlık diye bir konsepte nasıl ulaştıklarını, Tip 1 diyabet için kök hücre uygulamalarını, yüksek risk gruplarını anlattı. Türkiye’de bağımsız araştırma enstitülerinin kurulmasına izin verilirse bilimsel alanda çok farklı gelişmelere ülke olarak imza atabileceğimizin de altını çizdi. Açıkçası çok umut verici bir programdı. Mutlaka izlemeniz ve bu gelişmelerden haberdar olmanız gerektiğini düşünüyorum. Bilimle ilgilenmek her zaman daha kalıcı mutluluklara yol açar. İzleyemeyenler için programın tamamının linki aşağıda. Zaman ayırıp da izlerseniz farklı bir dünyaya açılacağınızı, bilim adamlarının bir konuyu çözmek için mücadele verdikleri uzun yolculuğu daha iyi anlayacağınızı düşünüyorum. Tabi Sabri Ülker Center’a niye destek verdiğimizi de.
