GOYA

Bangladeş, Değişen Dünyanın Yeni Başarı Öyküsü

LinkedIn

BANGLADEŞ, BİR BAŞARI ÖYKÜSÜ!?

Covid-19, savaşlar, sürekli gelişen teknoloji, iklim krizi derken dünyanın her köşesinde büyük bir değişim yaşanıyor. Tabii bunun birçok yerde olumlu bir değişim olmadığı aşikar. Ama hiç beklemediğimiz bir ülkede, hiç düşünmediğimiz kadar olumlu bir değişim yaşanıyor ve Bangladeş adeta modern dünyaya bir kalkınma dersi veriyor. Bu kanaatimi geçen sene Davos’daki World Economic Forum’da edinmiştim. (https://muratulker.com/y/yoksa-davosa-gec-mi-kaldik-dedim-ama-dunya-tarim-ve-anti-trost-orgutleri-kurulmali/) edinmiştim. Ayrıca geçtiğimiz ay gerçekleştirdiğim Bangladeş goyası benim için hem şaşırtıcı hem de ilham verici oldu, bu ders niteliğindeki büyüme hikayesini sizlerle paylaşmak istedim…

Bangladeş deyince zihnimizde ilk önce kalabalık, karmaşık bir ülke canlansa da çok daha fazlası olduğunu gördüm, tabii bu Goyada gördüğüm ve aktaracağımdan fazlası da var. Karşımda 2020de Dünya Bankası tarafından ‘yoksulluğun azaltılması için bir model’ olarak ilan edilmiş, 2010dan 2020ye kadar küresel olarak en yüksek kümülatif GSYİH (Gayri safi yurt içi hasıla) büyümesini elde etmiş bir ülke buldum. Şu anda Bangladeş’te kişi başına düşen GSYİH’nin 2.503,04 dolar, ekonomik büyümenin ise son on yılda ortalama yüzde 6dan fazla olduğunu öğrendim.

Henüz 1971 yılında kurulmuş bir ülke için ne kadar muazzam bir büyüme hikayesi değil mi? Eskiden “Doğu Pakistan” olarak bilinen ve Hindistan’ın desteğiyle, Bangladeş Kurtuluş Savaşı olarak bilinen bağımsızlık savaşını kazanmış ve bugünün bağımsız ülkesi Bangladeş olmuş. Başkent Dakka aslında biraz Hindistan imajı veriyor. Rengarenk sokaklar, kalabalık, bol bol baharat kokusu, yoğun çekçek ya da ülkesindeki adıyla Rikşa ve bisiklet/motosiklet trafiği insanı şehri keşfetmeye teşvik ediyor.

Bangladeş büyük bir delta havzası üzerinde kurulmuş, verimli topraklara sahip; ama tabii bu da yağışlı mevsimde su baskınları demek… Zaten kırsalda ev mobilyaları, dolaplar dahil plastikten yapılmış… Aslında bu durum halen bazen yoğun su baskınlarına maruz kalan New Orleans’tan çok farklı değil, çünkü doğayla savaşamazsınız ancak ona uyum sağlayabilirsiniz.

Benim bu Goya’da önceliğim Bangladeş’in ekonomisini anlamak oldu. Kısa sürede yaşanan bu büyümenin sırrını insan ister istemez merak ediyor… Bu merakımı gidermek için ülkedeki kısıtlı vaktimi en verimli şekilde geçirmeye çalıştım. ACI, eski ICI, kurumsallaşmış bir aile şirketi olan bir  konglomeratı ziyaret ettim. İşin başındaki 2. Kuşak (CEO) Arif Dowla ve kurucu baba  Anis UD Dowla ile tanıştım. Hem zirai ve sınai hem de fmcg sektörlerinde varlar. Tüm kategori ve aktivitelerini hatta dijitalleşme dahil inovasyon örneklerini sergiledikleri bir daimi fuar var genel merkezlerinde… Yaşlı/genç, yerli/yabancı ziyaretçilerin ilgisi büyük bu alana. Neler gördüm derseniz; tarımda dronlarla bilinçli ilaçlama ve gübrelemeden, GDOlu tohum elde edilmesine kadar birçok alanda çalışmalar yapıyorlar… Tabii zaten bizim için günlük işlerden olan dağıtımda dijitalleşme ve webde UX saymıyorum bile.

İşte Bangladeş hakkında araştırdıklarım ve öğrendiklerim….

En Doğru Yatırım Modeli: Potansiyele Yatırım

İş dünyasının en önemli kurallarından biridir, elindeki potansiyeli kullanmayı bilmezsen yoksun kalırsın. Bangladeş bu kuralı almış ve ülkenin geleceği için kullanmış. Yoksulluğu ortadan kaldırmanın çaresi olarak yoksul insanların potansiyeline yatırım yapmış. Yani kalabalık genç nüfusunu bir tüketici kitlesi olarak görmek yerine üretime yönlendirerek ekonomiye dahil etmiş. Ülke toplam nüfusunun dörtte biri 15-29 yaş grubunda. Bangladeş İstatistik Bürosu (BBS) tarafından yayınlanan nüfus sayımı raporuna göre, ülkenin mevcut genç nüfusu 45,9 milyon.

Peki, bu potansiyeli nasıl kullanmışlar? Tabii ki yeni dünya düzenine uyum sağlayarak, yani dijitalleşme ile tanıştırarak onlara bu kabiliyeti kazandırmışlar.

Ülkeyi “Dijital Bangladeş”e dönüştürmüşler; yani tüm sorunların çözümü teknolojide aranmış ve bulunmuş.  2009dan beri tabandaki insanlar için %100 BİT erişimi sağlanmış ve Bangladeş, Asya-Pasifik’teki en büyük internet kullanıcı nüfusuna sahip ülkelerden biri haline gelmiş. Hatta hızla nakitsiz bir toplum haline gelme hedefleri olduğunu söylüyorlar.

Pandemi hepimize öğretti ki dijitalleşme demek çalışma koşullarının da değişmesi demek. Kolay internet erişimi ve serbest çalışmayı teşvik eden girişimler bu çalışma şeklinin beklenenden çok büyümesini sağlamış. Serbest çalışma, birçok Bangladeşli için popüler bir kariyer seçeneği haline gelmiş ve bu çözüm çalışma hayatına katılan kadın sayısını da artırmış. Sonuç olarak, Oxford İnternet Enstitüsü’ne (OII) göre Bangladeş şimdiden ikinci en büyük çevrimiçi emek tedarikçisi.

Ama bence dijitalleşmenin önemli bir sorunu da diğer alanlardaki gelişme potansiyelinin göz ardı edilebilmesidir. Halbuki tarım, hayvancılık gibi alanlarda da dijital teknoloji artık bir zorunluluk haline geldi.  Bangladeş bunu da başarmış ve tarımda kendi kendine yeterli olmanın ötesinde; pirinç, hint keneviri, mango üretiminde ve tatlı su balıkçılığında dünya sıralamasına girmiş. Hatta daha ileriye gitmek için önemli mahsullerin ve meyvelerin genomunun kodunu çözdüklerini söylüyorlar.

Tabii tüm dünyada olduğu gibi orada da enflasyon mevcut, ürünlerde küçülme örneklerini Goyada gördüm. Bu da iki örneği.

Gelişmiş ülke nasıl olunur? Bu sorunun cevabı şimdi tüm ülkeler için benzer olmakla birlikte çağa göre tabii ki değişiyor; mesela Türkiyemiz için bu 70/80li yıllarda yoğun sermaye ve knowhow içeren bir ağır sanayi hamlesi gerektiriyordu. Şimdiki ülkeler dijital devrim sonrası artan dış kaynak çeşitliliği de düşünülünce daha şanslılar. Halihazırdaki tüm sorunlarını her yönden analiz ederek ve kendine özgü potansiyelini değerlendiren Bangladeş, genç nüfusu ve kadınları dahil ettiği sürekliliği olan çözümler yaratmış. Zorlukları fırsata dönüştürmek konusunda tüm dünyaya örnek olabilecek bir model!

Farklı bir kültürü goyalamak, anlamaya çalışmak her zaman iyi gelir, hatta ilham verdiğini hep söylerim. Tabii bu gezileri işle birleştirmeden olmaz. Benim için hiçbir goya market raflarında Ülker, Godiva ve McVities ürünlerini görmeden bitmez. Şükür bu sefer de öyle oldu. Bir kez daha dünyanın her bir yerinde varlık göstermenin ve potansiyeli doğru kullanıyor olmanın sevincini yaşadım!

 

YORUM YAZIN