Sorunlara yaklaşım biçiminiz sonucu da büyük ölçüde etkiliyor.
2000’li yıllarda tahmin edilen susuzluk ve sonrasında yaşanan hiç birimizin aklına dahi gelmeyen salgın ve bölgesel savaşlar nedeniyle ham madde tedariki oldukça zorlu meydan okumalarla yüzleşmek durumunda kaldı.
Biz de 15 yıl öncesinde bu günlerin gelebilme ihtimaline karşı hem daha az suya ihtiyaç duyan hem daha zorlu iklim şartlarına dayanıklı olan hem de yüksek verime sahip bir buğday üretebilir miyiz sorusuna kafa yormaya başlamıştık. Sonuç olarak ortaya Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırma Enstitüsü’yle başlattığımız Aliağa Bisküvilik Buğday Projesi ve hem yerli hem de milli bisküvilik buğdayı çıktı.
Şirketimiz, çiftçimiz ve ülkemiz için önemli getirileri olan bu projenin mahsulleri, birbirinden lezzetli Halleyler, Çiziler, Çubuk Krakerler, Dokuz Kat Tatlar ve Dankeklere dönüşerek Ülker tutkunlarının beğenisine sunuldu. On binlerce farklı tür arasından seçilen Aliağa Bisküvilik Buğdayı’nın geliştirilmesinde emek veren Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırma Enstitüsü’ne, Ülker Ankara Un Fabrikası eski Genel Müdürümüz Ali Çelik’e ve tüm Ülker çalışanlarına teşekkür ederim.