“İş Yaşamında Plaza İmparatorluğunun Sonu ve Tele Çalışmanın Önlemez Yükselişi” başlıklı yazımın üzerinden iki ay geçti. Bu süre içinde dünyada korona virüs risk algılaması hem vaka sayısında göreli azalma hem dikkat dağılması hem de kanıksama nedeniyle düştü. Çalışanlar sosyal mesafe kurallarına uygun olarak ofisleri daha fazla kullanmaya başladılar.
Evden çalışma (working from home), uzaktan çalışma (remote working) ya da tele-çalışma (tele- working) yeni bir konsept değildir. Koronavirüs salgını’ndan önce işletme dünyasında dijital devrimle birlikte giden bir tele-çalışma evrilmesi söz konusu idi. Bu evrilme koronavirüs salgını nedeniyle devrime dönüştü ve neredeyse bir gecede Türkiye dahil tüm dünyada ofisleri boşalttı, eve taşıdı.
Uzaktan Çalışma güven, işbirliği ve teknoloji demektir. Sadece biraz daha disiplinli olmayı gerektirir. Yıldız Holding Tele-Çalışma Gönüllü Disruption Grubundaki sunduğum taslağı Ege Bakış’a teşekkürlerimle paylaşıyorum. Bu prensipler niteliğindeki çalışma faydalı bir rehber olacaktır.
Her işte bir hayır vardır deriz ya, şimdi bu mecburi düzen belki de geleceğin vazgeçilmezi olacak. İnsan Kaynakları yöneticileri yeni seyrekleştirilmiş ofis yerleşimine geçerken mecburen bir kısım işlerin uzaktan (evden) görülmesini kabullenecekler. Ama sanki ofis yaşamını terketmek, alışkanlıklarımızdan vazgeçmek hepimize çok zor gelecek.