MASKELERİ ÇIKARDIK MI?
GALİBA BAYRAMIN GÜNDEMİ BU OLACAK!
HAYIRLI BAYRAMLAR DİLİYORUM…
Haydi biraz araştıralım, maske takmıyor muyuz? İnsanın kobay olarak kullanılması zor olduğu için maske ile ilgili araştırma verileri, değişik bir tür çalışmadan elde ediliyor. Maske takarak parçacıkların yarısını bloke etmekbile çok iyiymiş. Bunun nedeni, bağışıklık sisteminin virüslere tepkisinin bir sayı oyunu olmasıymış.Virüse maruz kalma miktarını azaltmak, bağışıklık sistemine, virüs ciddi hastalığa neden olacak kadar kendi kopyasını oluşturmadan önce çeşitli savunmalarını düzenlemesi için zaman verirmiş. Maskeli bir kişi enfekte olsa bile, bu nedenle hastalığı hafif geçirme olasılığı daha yüksekmiş. Maskelerle ilgili yaygın bir yanılgı, bulaşıcı parçacıkların dokuma kumaştaki “gözeneklerden” daha küçük olması nedeniyle virüsleri engelleyemediklerinin düşünülmesidir. Ama bu yanlıştır. Virüsler daha büyük mukus veya tükürük parçacıkları içinde taşınır. Bazıları görülebilecek kadar büyüktür ve bir maskedeki lifler tarafından kolayca yakalanır. Çoğu görülemeyecek kadar küçüktür, ancak bunlar bile doğrudan liflere girerlerse engellenebilir.Ancak maskeler, virüsleri doğrudan engellemenin yanı sıra başka şekillerde de engeller ve parçacıkların maskelerdeki gözeneklerden daha küçük olması önemli değildir. Diğer moleküler işlemler, maskelerin, maske malzemesindeki elektrostatik yükler ve kumaşın hava akışını bozma yeteneği sayesinde virüs yüklü en küçük parçacıkları bile yakalamasını sağlar.
Ben maske takarken diğerleri takmıyorken maskeler ne kadar koruyucu?
Hangi tip maskeyi ne süre kullanmalıyım? Uçaklar ne kadar güvenli?Ya bağışıklığım zayıfsa veya 5 yaşın altında bir çocuğum varsa?
Umarım, maske konusundaki merakım sonucundaki yazım işinize yarar. Maskeyi doğru şekilde takmak başkaları maske takmasa da siz taktığınızda virüsün size geçmesini önlüyor, hatta geçse de hastalığı daha hafif geçirmenize neden oluyor. Bağışıklığınız sorunlu değilse, kapalı bir mekanda, konuşma mesafesinde biri sizinle 15 dakika sürekli yüzünüze doğru bir şey anlatıyorsa ya da yüzünüze doğru soluyorsa hala maske taksanız iyi olur… desem.”
Önce Cumhurbaşkanı Erdoğan “Okullarda ve diğer kapalı alanlarda maske mecburiyeti kalktı. Toplu taşıma araçlarıyla sağlık kuruluşları, vaka sayısı 1.000’in altına düşene kadar uygulamada istisnayı teşkil ediyor” açıklamasını yaptı.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ise “Çok yakında yüzümüzün akıyla maskesiz hayata geçiyoruz. Dün 2.604 olan vaka sayısından bu belli!” açıklamasını ekledi. Böylece halk için maske yine önemli bir gündem haline geldi. Ben de bayram öncesi toplantı için geldiğim Londra’dan dönerken, aldı beni bir düşünce “geri dönüş yolunda nasıl olacak?” diye. Aslında durum bir garip, Heathrow terminalinden maskesiz geçip, maskeli uçağa bineceğim, uçakta durum bir garip, binerken takıyoruz maske, yemek yerken çıkarıyoruz tabii, doğrusu baştan beri de kimse bilemedi zaten. Ama global olarak devlet kurumları baştan beri maske, sosyal mesafeyi ana önlem konusu yaptı, peşinden aşı geldi, vaka sayıları azaldı. Şimdi bitti deyince risk bitiyor mu yani? Aşı olunca mı bitiyor? Covid olunca mı? Ya bağışıklık sisteminiz sorunluysa? Sağlık kuruluşlarında maskenin devam etmesini tabii ki anlıyorum da, başka yerlerde serbest olan maske niye ulaşım araçlarında serbest değil.
Haydi biraz araştıralım…
ABD’de maske kullanımını kaldırılan Philadelphia şehrinde, vakaların artmasıyla yeniden kapalı mekanlarda maske kullanımı zorunlu hale getirilmişti. Bilimsel araştırmalara bakıldığında maskenin, hatta maske değil çeşitli tekstil malzemelerinin virüsün havadan yayılmasını engellediğine dair çok sayıda araştırma var. Hiçbir maskenin tam koruyucu olmadığı konusunda uzmanlar birleşiyor ama bütünüyle de maske reddedilemiyor (1).
Koruyuculuk, ne kadar virüs geçirdiği ve yayıldığı, maskenin tipine, maskenin nasıl yüze oturduğuna göre değişiyormuş. Hiçbir enfeksiyon kontrol ölçümü mutlak değil, bu nedenle alınan önlemlere baktığımızda sosyal mesafe, aşı, maske üçlüsü uygulanıyor. Birinde sorun varsa diğeri işe yarıyor.
İnsanın kobay olarak kullanılması zor olduğu için maske ile ilgili araştırma verileri, üç ayrı tür çalışmadan elde ediliyor.
1) Bazı araştırmacılar virüs bulaşmış ve bulaşmamış hayvanları aynı kafeslere koymuşlar ve onları değişik materyallerle ayırarak hangi materyalin hastalığın yayılımını durdurmakta en etkili yol olduğuna bakmışlar.
2) Diğerleri mankenleri tercih etmiş. maskeli insan kafası modelleri kullanmışlar. Böyle bir çalışmada, kafalar nebülizörlere ve ventilatörlere bağlanarak solunum simüle edilmiş.
3) Canlı insanlarda yapılan çalışmalara gelince, araştırmacılar genellikle insanları koronavirüse kasıtlı olarak maruz bırakamayacakları için araştırma için insana dayalı kanıt, maskeli ve maskesiz insanlarda hastalık oranlarını karşılaştırarak reel verilerden elde ediliyor.
Science dergisinde hava yoluyla bulaşan virüslere ilişkin bir incelemenin yazarlarından olan Seema Lakdawala, bu çalışmaların çok az şüpheye yer bıraktığını söylüyor. Maskeler, solunduğunda her iki yönde de virüs parçacıklarının akışını azaltır, diyor (2).
Parçacıkların en az %95ini filtreledikleri için bu şekilde adlandırılan tıbbi sınıf N95 maskeleri en etkili olanlarmış. KN95 yüz kaplamaları da aynı ligdeymiş, ancak bu rakamlarda sahtecilik yapılıyormuş, etiketlere bakıp emin olmak gerekiyormuş. Cerrahi maskeler işe yaramıyormuş ve bez maskeler en az etkili olanlarmış. Bir çalışma, kumaş maskelerin virüs yüklü “aerosollerin” yaklaşık yarısını bloke ettiğini, ancak oranın bu parçacıkların boyutuna göre değiştiğini öne sürüyor. İki katman, bir katmandan daha iyidir (3).
Pittsburgh Üniversitesi mikrobiyoloji ve moleküler genetik bölümünde doçent olan Lakdawala, parçacıkların yarısını bloke etmenin bile çok iyi olduğunu söylüyor. Bunun nedeni, bağışıklık sisteminin virüslere tepkisinin bir sayı oyunu olmasıymış.Virüse maruz kalma miktarını azaltmak, bağışıklık sistemine, virüs ciddi hastalığa neden olacak kadar kendi kopyasını oluşturmadan önce çeşitli savunmalarını düzenlemesi için zaman verirmiş. Maskeli bir kişi enfekte olsa bile, bu nedenle hastalığının hafif olma olasılığı daha yüksekmiş. Lakdawala diyor ki: “Soluduğunuz virüs miktarını azaltmak için yapabileceğiniz her şey, riski azaltmaya yardımcı olacaktır.” (1)
O zaman soru şu: virüslerin kumaştaki deliklerden daha küçük olduğu göz önüne alındığında, maskeler nasıl çalışır? Maskelerle ilgili yaygın bir yanılgı, bulaşıcı parçacıkların dokuma kumaştaki “gözeneklerden” daha küçük olması nedeniyle virüsleri engelleyemediklerinin düşünülmesidir. Ama bu yanlış, diyor Lakdawala. İlk olarak, virüsler daha büyük mukus veya tükürük parçacıkları içinde taşınır. Bazıları görülebilecek kadar büyüktür ve bir maskedeki lifler tarafından kolayca yakalanır. Çoğu görülemeyecek kadar küçüktür, ancak bunlar bile doğrudan liflere girerlerse engellenebilir.Ancak maskeler, virüsleri doğrudan engellemenin yanı sıra başka şekillerde de engeller ve parçacıkların maskelerdeki gözeneklerden daha küçük olması önemli değildir. Diğer moleküler işlemler, maskelerin, maske malzemesindeki elektrostatik yükler ve kumaşın hava akışını bozma yeteneği sayesinde virüs yüklü en küçük parçacıkları bile yakalamasını sağlar (1). Söz konusu mikroskobik fenomenleri, araştırmacıların hava akımı ve virüs miktarı gibi faktörleri kontrol edebildiği laboratuvarda incelemek mümkün.
Peki ya gerçek dünya şartlarında maskelerin etkili olup olmadığını incelemeye ne dersiniz?
Bu tür en son çalışmalardan birinde araştırmacılar, 2021 Şubat ortası ile o yılın sonu arasında bir noktada COVID için test edilen 1.800’den fazla Kaliforniyalıyı kaydetmişler. Hepsine testten önceki iki hafta boyunca ne sıklıkla maske taktıkları sorulmuş. Araştırmacılar, kapalı ve halka açık yerlerde her zaman maske taktıklarını söyleyenlerin testlerinin pozitif çıkma olasılığının, hiç takmadığını söyleyenlere göre %56 daha az olduğunu bulmuşlar.
N95 veya KN95 çeşidinde maske taktığını belirtenler arasında, pozitif çıkma olasılığı, kullanmayanlara göre %83 daha düşük iken cerrahi maske takanlar için viral enfeksiyon olasılığı ise, kullanmayanlara göre %66 daha düşükmüş (4).
Kumaş maskelerin etkisi ise istatistiksel olarak anlamlı bulunmamış. Ancak katılımcıların sadece 200’ü bez maske kullandığını bildirmiş; o yüzden örnek sayısı yetersizmiş. Yakın tarihli bir başka gerçek dünya çalışmasında, Duke Üniversitesi araştırmacıları, bez maskelerin zorunlu olduğu okullarda maskenin zorunlu olarak takılmasını destekleyen kanıtlar bulmuşlar. Pediatri dergisindeki makaleye göre maskelerin zorunlu olduğu okul bölgelerinde, 2021 yaz sonu ve sonbaharında, maskelerin isteğe bağlı olduğu bölgelere kıyasla okul içi bulaşma vakaları %72 daha düşük bulunmuş . Ancak yazarlar, başka önlemlerin veya demografik faktörlerin bir rol oynamış olabileceğini göz ardı edemeyeceklerini not olarak bildiriyorlar (5).
Olaya “kamu” karıştığında ortaya bir iletişim sorunu çıktığı açık. Daha önceki yazılarımda da ifade ettiğim gibi bilim tamamen göreceli riskle yani olasılıkla ilgilidir, ancak halk sağlığı yetkilileri eninde sonunda bu kararı, bizde bu hafta olduğu gibi bir evet/hayır politikasına dönüştürmek zorundadırlar. Çünkü anlaşılır olmak için iletişimi basit tutmak gerekir. Zira “kamu görevlileri” çeşitli durumlar ve insanlar için hangi tür maskelerin uygun olduğuna yönelik açıklalamar yapsalar, ortaya çıkan karmaşa neticesinde kimse kurallara uymaz..
George Washington Üniversitesi’nde sağlık politikası ve yönetimi profesörü olan Leana Wen, herkesin maske takmasını zorunlu kılmak bazı insanları sadece yüksek risk hissetiklerinden maske takmaya yönlendirebilir, diyor. Daha etkili bir yaklaşımın ise isteyen herkese ücretsiz N95 maskeleri vermek olabileceğini söylüyor. (1)
Maskelerin sorunsuz olmadığı da anlatılıyor. İşitme engellilerin başkalarının dudaklarını okumasını engellediği için dezanavataj yaratıyor (6). Ve bir maske yüzünüze tam oturmazsa, kuruluk ve arpacık denilen kırmızı şişlik gibi göz sorunlarını arttırabiliyor(7). Araştırmacıların genellikle bir sorun olarak görmemesine rağmen, maskelerin küçük çocuklarda konuşma gelişimini geciktirdiği yolunda sonuçlar da var.
Tercih artık bize bırakıldığına göre; yüzünüzü nerede, ne zaman kapatacağınıza karar vermenize yardımcı olacak maskeleme bilimi hakkında bildiklerimizi aşağıdaki sorular kapsamında daha geliştirebiliriz (9).
- Ben maske takarken diğerleri takmıyorken maskeler ne kadar koruyucu?
Maskeler, parçacıkların ağzınıza girmesini ve başkalarının ağzından çıkmasını engellediklerinde en etkilidir. Ancak uzmanlar, maskelerin altın standardı olarak kabul edilen N95’ler ve KN95’lerin, siz onları takarken ve diğerlerinin takmadığında bile koronavirüse karşı hala etkili bir kalkan olduğunu söylüyorlar. Adlarındaki 95, maskenin aksi takdirde soluyacağınız parçacıkların yüzde 95’ini filtrelediği anlamına geliyor.
Covid ve maskeleme üzerine araştırmalar yapan Virginia Tech mühendislik profesörü Linsey Marr, koronavirüs parçacıklarına maruz kalmayı etkili bir şekilde azaltmak için maskelerin düzgün oturması gerektiğini vurguluyor ve “Enfeksiyon ve maruz kalma arasındaki ilişki mutlaka doğrusal değildir, dolayısıyla bu, enfeksiyon riskinin %90-95 oranında azalması anlamına gelmez, ancak enfeksiyon riskinde büyük bir düşüş olacaktır” diyor.
UC Davis Health’de bulaşıcı hastalık uzmanı Natascha Tuznik, sağlık çalışanlarının N95’leri saatlerce taktığını ve hastaların yüzleri açıkken bile iyi korunduklarını belirtiyor. “Genellikle hastanedeki hastalar maske takmıyor… ve bu çok iyi bir koruma sağlıyor” diyor.
- Maske takarsam ne tür bir maske takmalıyım?
Laboratuvar araştırmacıları, bez maskeler, cerrahi maskeler ve N95 solunum maskeleri dahil olmak üzere çeşitli yüz maskelerinin koronavirüsün yayılmasını önlemeye yardımcı olduğunu buldu (10).
N95 maskeleri en iyi korumayı sağlar çünkü genellikle bez maskelere göre daha sıkı otururlar ve zararlı parçacıkları engellemek için tasarlanmış özel malzemelerden üretilirler. Ancak ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri (CDC), herhangi bir maskenin maske olmamasından daha iyi olduğunu söylüyor.
Berkeley Halk Sağlığı Okulu’ndaki California Üniversitesi’nde maske etkinliği üzerine araştırma yapan araştırmacı Laura Kwong, “N95, KN95, KF94 veya yüksek filtrasyonlu cerrahi maske gibi yüksek kaliteli bir maske öneriyorum” diyor.
- KN95 veya N95 maskenizi ne sıklıkla güvenle tekrar kullanabilirsiniz?
En önemli hususlardan biri, Johns Hopkins Medicine’in kılavuz dokümanına göre, maskenin burun ve ağıza tam oturması ve “yüzünüze boşluk bırakmadan uyması”dır.
Johns Hopkins, “Soluduğunuz ve dışarı verdiğiniz havanın çoğunun, maskenin etrafındaki, yanlardaki, üstteki veya alttaki boşluklardan ziyade maskenin içinden akması önemlidir” diyor. İdeal bir bez maske birkaç kat sıkıca dokunmuş kumaştan oluşur ve etkili bir filtre olması için burnunuza ve ağzınıza iyi oturmuş olmalıdır.
CDC, bir maskenin “yarıkları, nefes verme valfleri veya delikleri olmayan katı bir malzeme parçası olması gerektiğini” söylüyor. Araştırmacılar, herhangi bir açıklığı düzleştirmek için bir maske takıcı kullanmak veya maskenin kayışlarını kulakların arkasında sıkmak, koruma etkisini artırmanın etkili yolları olduğunu bulmuşlar. CDC, yüz siperlerinin burun ve ağızdaki maskenin yerini tutmayacağını söylüyor.
- Araştırma bize maske takmanın etkinliği hakkında ne söylüyor?
Yukarda da belirtiğim gibi birçok çalışma, enfekte bir kişi küçük virüs parçacıklarını havaya attığında ve bir başkası bu parçacıkları soluduğunda yayılan koronavirüsün bulaşmasını azaltmak için maskelerin kullanımını destekliyor. Maskeler, havadaki virüs parçacıklarını enfekte olmayan biri için durdurabilecek bir bariyer oluşturarak çalışıyor. KN95 ve N95 maskelerinin en iyi korumayı sağladığı her kaynakta belirtiliyor (11).
Yeni varyantlar aşıyla güçlendirilmiş bağışıklığı aştıkları için, maskeler başka bir koruma katmanı sunabilirmiş. New York City’deki bir kongreyi inceleyen bir CDC araştırmasında omicron varyantı geçen Kasım ayında Amerika Birleşik Devletleri’nde yayılmaya başladığında, 53.000 kişinin katıldığı ve maskenin zorunlu olduğu bir etkinlikte katılımcıların yalnızca bir kısmının virüse yakalandığını tespit edilmiş. Çalışmaya göre, hastalananlar barlarda veya gece kulüplerinde sosyalleştiklerini, karaokeye katıldıklarını ve başkalarının yanında 15 dakikadan daha uzun süre yemek yiyip içtiklerini bildirmişler. Bu sonuç niye gece yarısı 12den sonra eğlence yerlerinin kapandığı konusunda aydınlatıcı olabilir, ama gece yarısına kadar zaten o kadar çok 15 dakika var ki!
Bangladeş’te Stanford Medicine ve Yale Üniversitesi’nden araştırmacılar tarafından yürütülen büyük ölçekli, randomize bir araştırma, bir topluluk içinde mütevazı maske kullanımının bile, özellikle yaşlı insanlar arasında bulaşmayı azaltabileceğini bulmuş (12). Araştırmanın ortak yazarlarından Kwong “Kamusal alanda tüm topluluk üyeleri arasında maske takmada yaklaşık yüzde otuz puanlık bir artış, 50 yaşın üzerindeki bireylerde COVID-19’da yüzde 35’lik bir azalmayla sonuçlandı” demiş.
- Ya bağışıklığım zayıfsa veya 5 yaşın altında bir çocuğum varsa?
Doktorlar, bağışıklık yetersizliği olan kişilerin kapalı kamusal alanlarda maske takmaya devam etmelerini tavsiye ediyor. Bağışıklığı baskılanmış olanlar, aşılanmış olsalar bile, koronavirüse karşı diğerlerinden daha düşük düzeyde antikor geliştirme eğiliminde. Maskenin ekstra bir koruma katmanı eklediği yüksek ihtimal (9).
5 yaşın altındaki çocuklar için koronavirüs aşısının uygun olmadığını biliyoruz. Amerikan Pediatri Akademisi, yüz maskelerinin 2 yaş ve üzeri çocuklar için güvenli olduğunu ve “yüksek kaliteli, tam oturan yüz maskelerinin halka açık ortamlarda sürekli kullanımının bu çocuklar ve çevrelerindeki bireyler için garanti olabileceğini” söylüyor. Özellikle 2 ila 5 yaş arasındaki çocuklar ve bağışıklığı baskılanmış veya koronavirüse yakalanma riski daha yüksek olanlar için.
Northwestern Üniversitesi Feinberg Tıp Fakültesi’nden çocuk doktoru ve bulaşıcı hastalık uzmanı Tina Q. Tan, “Altta yatan bağışıklık sistemi baskılayıcı bir durumunuz varsa veya 5 yaşın altındaysanız ve aşı için uygun değilseniz kesinlikle maske takmanızı öneririm” diyor ve ekliyor: “Ayrıca daha fazla koruma isteyen herkesi, özellikle kalabalık alanlarda maske takmaya teşvik ediyorum. Maske, başkaları takmasa bile onu takan kişiye koruma sağlar.”
- Uçarken koronavirüs riski hakkında ne biliyoruz?
Uzmanlar, havanın filtrelenme şekli nedeniyle bir uçak uçarken bulaşma riskinin daha düşük olduğunu söylüyor. Ancak yine de havalimanlarında yüksek risk nedeniyle ve uçakta filtreleme sistemleri kapatıldığında hava yolculuğu sırasında maske takmayı öneriyorlar.
Yani uçaktaki hava olağanüstü derecede güvenli. Harvard T.H. Chan Halk Sağlığı Fakültesi’nden Leonard Marcus, “Covid’i uçağa taşıyanlar elbette insanlardır” diyor. Marcus bir havayolu tarafından finanse edilen bir araştırma yapmış ve uygun önlemlerle uçulursa havayollarının güvenli olabileceğini bulmuş. “Havalandırma sisteminin kendisi işi tam olarak yapmaz. Mutlaka çoklu önlem katmanı gerekir” diyor. Uzmanlar, maskelerin riski azaltmak için bu katmanlar arasında olduğunu söylüyor (9).
Virginia Tech profesörü Marr, “Herhangi bir ulaşım veya iç mekan ortamında iyi havalandırma ve filtreleme ve bir N95’le çok iyi korunduğunuzu düşünüyorum” diyor ve ekliyor: “Yine de uçakta, havalandırma ve filtreleme sistemlerinin zorunlu olarak çalışmadığı ve insanların koridorda olduğu ve herkesin etrafta konuşarak hareket ettiği, uçağa binme ve uçaktan inme gibi zamanlar vardır ve bu daha riskli bir zamandır.”
Bazı yolcuların koronavirüs testlerinin pozitif çıktığı sekiz saatlik beş uçuşu inceleyen çalışmada (13) görülmüş ki maske zorunlu takıldığında virüs diğer yolculara geçmemiş. Bu arada, maskelerin yaygın olarak takılmadığı üç uçuşta, uçaktan indikten sonraki iki hafta içinde 2-15 arası ek yolcuya virüs bulaşmış.
Umarım, maske konusundaki merakım işinize yaramıştır. Gördüğünüz üzere doğru maskeyi doğru şekilde takmak birçok araştırmanın kanıtladığına göre başkaları maske takmasa da siz taktığınızda virüsün size geçmesini önlüyor, hatta geçse de hastalığı daha hafif geçirmenize neden oluyor. Bazı endişeler var, ama bu endişelerin hiçbiri COVID’in potansiyel sonuçlarından daha ağır basmıyor. Evet bugün çoğu insan aşılandığından, hastalık riski büyük ölçüde azaldı. Ama devletlerin maske kararlarının nedeni maskenin etkisiz olması değil, vakaların azalmasıdır. Benim çıkardığım sonuç ise şu, bağışıklığınız sorunlu değilse, kapalı bir mekanda, konuşma mesafesinde biri sizinle 15 dakika sürekli yüzünüze doğru bir şey anlatıyorsa ya da yüzünüze doğru soluyorsa hala maske taksanız iyi olur. Kamu görevlileri bunu böyle açıklayamıyorlar çünkü halkı tamamen maskeden kurtarmak popülistik bir araç. Maskeli hayattan dünya son 2.5 yılda o kadar sıkıldı ki “maske takılmayacak” deyince bunu rasyonalize etmek o kadar kolay oluyor ki…
Halbuki artık Japonya’da eskiden beri adet olduğu üzere solunum yolu enfeksiyonu geçirenlerimizin maskeyle dolaşması ve onu gören beraber çalışanların da maske takması, tüm toplum olarak yaygın nezle, grip benzeri hastalıkları büyük ölçüde önleyecektir.
Nisan 2020’de tam 2 yıl önce düşünün ne haldeydik diye o günlere ait bir vidyo ekliyorum..Tüm Yıldız Holding ailesi olarak çalışanlarımızı korumak için önlemleri aksatmadan uyguladık, size hizmet edebilmek için çok çalıştık, üretimi durdurmadık… Bugün yine çok dikkatliyiz, siz de lütfen yukarıda anlattığım şartlara dikkat ederek emniyeti elden bırakmayın!
Kaynakça:
(1)https://www.inquirer.com/health/coronavirus/covid-science-philadelphia-mask-mandate-20220420.html
(2)https://www.science.org/doi/10.1126/science.abd9149
(3)https://www.inquirer.com/philly-tips/double-masking-covid19-how-to-layer-20210215.html
(4)https://www.cdc.gov/mmwr/volumes/71/wr/mm7106e1.htm
(7) https://www.inquirer.com/health/coronavirus/mask-dry-eye-fog-glasses-wills-eye-20220111.html
(8) https://www.inquirer.com/health/coronavirus-covid-19-babies-infant-development-20220401.html
(9)https://www.washingtonpost.com/health/2022/04/20/when-to-still-mask-planes/
(10) https://www.washingtonpost.com/lifestyle/2021/08/02/covid-mask-guidelines-faq/
(11) https://www.cdc.gov/coronavirus/2019-ncov/science/science-briefs/masking-science-sars-cov2.html
(12) https://www.science.org/doi/10.1126/science.abi9069
(13) https://academic.oup.com/jtm/article/27/8/taaa178/5910636?login=true