KİM YÖNETECEK’TEN KİM YÖNETİYOR’A
Okuldaşım, Next Akademi Kurucusu ve köşe yazarı Levent Erden geçen hafta Yıldız Holding’de yapılan “Yapay Zeka” genel eğitim toplantımıza katıldı ve güzel bir konuşma yaptı, çok yararlandım. Teknolojinin nereye geldiğini ve yönetici karar verme süreçlerinin nereye evrildiğini örneklerle görmek ufkumu açtı.
Bu esnada Levent Erden geçen yıl kurulan OpenAI şirketinin kurucusu ve tepe yöneticisi Sam Altman’ın geçen hafta istifasıyla başlayan olayın 5 gün gibi kısa bir sürede başladığı yere döndüğünü ve geleneksel medyanın olayları izlemekte zorlandığını da anlattı.
Daha sonra da bu olayı anlattığı bir gazetedeki “Kim Yönetiyor?” başlıklı köşe yazısını gönderdi. Gerçekten de yüksek teknoloji şirketlerinin dünya gündemini nasıl meşgul ettiği ve aslında meşgul etmekten de hayatımızın her alanını nasıl etkilediği üzerinde durulacak bir konu. Bu yüzden Erden’in yazısını ekte sizinle paylaşıyorum.
Bu arada Levent Erden‘in Şubat ayında yazdığı “Kim Yönetecek?” başlıklı yazısına denk geldim. Bu yazıda haklı olarak her şeyin hızla cereyan ettiğini, birkaç yıl içinde büyük değişimlerin olacağını ve ayak uyduramayanların yarış dışı kalacağını ifade ediyor. Sevgili Erden sadece 8 ay sonra “Kim Yönetecek?”ten “Kim Yönetiyor”a geldiğine göre, gelecek şimdiden geldi diyebilir miyiz acaba?
Tüm bu olan biten içinde iki önemli husus dikkatimi çekiyor:
Artık şirketlerimizi yöneten gençler, ne zaman ülkeleri yönetecekler ve yönetim biçimi, yasama ve yürütmede yeni kuşakların yaratıcılığı ne katacak, biz yerlerimizi onlara bırakacak mıyız, erkimizi paylaşacak mıyız?
Devletlerin ve dünyadaki hakim güçlerin etkili bir kamuoyu yaratma amacı olarak kullandığı medya artık nal topluyor. Şimdi ne olacak?
Levent Erden’in yazısı:
“Çok ilginç, dizi film olsa bu kadarı da olmaz artık, abartının dibine vurmuşlar” gibi değerlendirmeler yapılabilecek bir dizi olay yaşanıyor. Bir şirketin yönetimi ile ilgili. Günlerdir dünyanın her yerinde aklı başında herkesin gözü kulağı bu konuya odaklandı.
Aslında konu; büyük bir şirketin yönetim kurulu, “CEO” görevindeki kişiyi işten çıkartır. Ekibi de onunla ayrılma kararı verir. Bu kadar basit. Değil. Burası bir teknoloji şirketi, girişim, dünyanın kısa-orta vadede bile gidişatını kökten değiştirecek Yapay Zeka konusunun bayraktar şirketi olunca işler bambaşka bir çehreye büründü. Çıktığı andan itibaren kullanıcı artışı hız ve adet rekorlarını yerle bir eden, dünya gündemine yapay zekanın bomba gibi düşmesini tetikleyen şirket, OpenAI, lansmanı üzerinden geçen zaman henüz bir yılı bile doldurmamışken yine yeniden merak ve ilgi odağı.
Ne oluverdi?
Olay aslında pek görülmüş değil. Şirketin yönetim kurulu kamuoyu için “aniden” diye nitelendirilebilecek şekilde şirketin kurucusu ve tepe yöneticisi Sam Altman’ı görevden aldı. Bunun üzerine şirketin kurucularından Greg Brockman de istifa eder. Yönetim kurulu adına Altman’a atıldığını söyleyen yönetim kurulu üyesi de, yine yola beraber çıktıkları ve şirketin “Baş Bilim Yöneticisi” (CSO) olan Ilya Sutskever’dır. Geçici CEO olarak şirketin baş teknoloji yöneticisi Mira Murati getirilir. Ama 24 saat sonra en büyük oyun platformu Twitch’in CEO’su Emmett Shear CEO olarak atanır. OpenAI’ın %49’una sahip Microsoft’un CEO’su Satya Nadella iki yöneticinin kendilerinde, yeni bir YZ laboratuvarı kurmak üzere işe başlayacaklarını açıkladı. Ama yeni gelen Shear, yöneticilerin atılma sebepleri açıklanmazsa işe başlamayacağını söyledi. OpenAI’ın 775 çalışanından 750’si eski yöneticiler dönmezse işi bırakacaklarını söylediler. Bu arada bütün büyük teknoloji şirketlerinden hepsine teklifler yağdı. Sam ve Greg geri döndü. Microsoft hisselerinin değeri zamanında 13 milyar dolar yatırmış oldukları bu şirkette olanlar sayesinde 90 milyar arttı. 900 milyar dolar değerli Quora kurucusu ve CEO’su aynı zamanda da OpenAI yönetim kurulu üyesi Adam D’angelo yerinde kaldı, diğer yönetim kurulu üyeleri yenilendi. Dizinin birinci sezonu böyle bitti. Sadece beş günde oldu bütün bunlar. Süreceği kesin.
Önümüzdeki dönemde dört milyar insanın yaşadığı altmış ülkede seçim var. Dünyanın yarısı seçime gidiyor. Merkezin ortadan kalktığı ”dijitalleşmiş” yani ya 1 ya 0 ya da ya siyah ya beyaz olan kutuplaşmış dünyada toplam eğilim belli olacak. Arjantin’de elinde elektrikli testere, Merkez Bankası’nı yok edip doları resmi para birimi yapacağını söyleyen ve daha pek çok radikal önerili Javier Milei seçildi. Diğer seçimler de pek çok acayipliğe gebe. Üstelik bir de bütün dünyanın kaderini etkileyebilecek ABD seçimleri var. Trump bile geri dönebilir. Mümkün. Joe Biden seçim merdivenlerinde de tökezler mi göreceğiz. Ama iki tane seksenlik dünyayı çok etkileyecek. Belli.
Pandemi sonrası oluşan ekonomik, sosyal tsunamiler pek çok sistemi tehdit ediyor. Popülist aşırılıklar her yerde karşılık buluyor. Totaliter eğilimler bile yükselişte. Ama dünyanın gündeminde şirket yöneticileri var. Benzer bir çalkantı Elon Musk’ın Twitter’ı satın aldıktan sonraki devir aldığı dönemde de yaşandı. Üst yönetici işten çıkarmalar, toplu istifalar işin önemli ölçüde yön değiştirmesi de benzer şekilde gündemdeydi.
Çıkarılabilecek çok ders var.
– Son olayda adı geçen Sam Altman 37, Rus asıllı Sutskever 37, Brockman 34, D’angelo 39, Arnavut ve Mira Murati 34 yaşında. Hepsi 40 yaş altında ve bir süredir dünyayı değiştirecek konudaki kurumların tepesinde çalışıyorlar. Buna karşılık siyasi liderlerin çoğu 70 yaş üstü.
( “yeteneklere” hala kariyer planı hikayeleri anlatan İğKağ’cılar ders çıkartır mı dersiniz?)
– Beş günlük çalkantı sırasında sosyal platformlarda bütün oyuncular doğrudan konuştukları için “medya” özellikle de konvansiyonel medyanın dijital uzantıları konuları hep en az yarım gün geriden takip ettiler. Değişim hızını yakalayamadılar. Haber ve yorum yapana kadar, konular değişti. Doğrudan iletişim aracı “medya” yı acayip solladı. Paylaşım altı yorumlar da konuyu hep derinleştirdi. Yorum yapanların çokluğu, çeşitliliği ve niteliği, standart haberleri çok yeri de bırakacak şekilde fikir verdi. Medya yönlendirici rol üstlenemedi.
– Microsoft ve CEO su Nadella kaostan çifte kazanç çıkarmayı bildi.
– Olayın gerçek sebepleri hala karanlık. Konu YZ ve güvenlik mi, kar amacı gütmeyen bir şirketin kara yönelmek istemesi mi, diğer büyük oyuncularla paylaşım zaaf ve riskleri mi?.. Henüz net değil. Hepsi de mümkün.
– Bu kadar büyük ilginin nedeni dünyanın kısa vadede bile nereye gittiği neye dönüşeceğine kimin etkisi, katkısı olacağı, kimin karar vereceği. Bu karar da, gelecek açısından pek çok yaşlı kurt siyasetçinin görüşlerinin çok ötesinde hayati bir öneme sahip ve “gençler” yönetiminde.
Üstelik bu yöneticiler halkın oylarıyla da değişmiyor.
Bu sadece bir şirketin hatta sektörün yönetici çekişmesi değil, dünyanın geleceğinin ele alınış kaosu ve sadece başlangıç.
Şirket içi siyasi çekişmenin hası yüksek teknoloji şirketlerinde.
İyi seyirler.