İstanbul Modern’in kurulması sanat tarihimizde çok önemli bir mihenk taşıdır; Türkiye’nin ilk çağdaş sanat müzesi olarak 2004 yılında Karaköy’de kurulduğundan bu yana bu misyonuna yakışır şekilde İstanbullular ve dünya sanat meraklılarıyla buluştu. Bizde 2014-2018 yılları arasında Ülker sponsorluğunda düzenlenen ‘Sizin Perşembeniz’ uygulamasıyla sanatseverlerin müzeyi ücretsiz olarak gezmesine vesile olmanın mutluluğunu yaşamıştık. 2018’de yenilenme sürecine giren müze, bugün Meşrutiyet Caddesi’ndeki tarihi Union Française binasında geçici yerinde. Şimdi ise bu hizmeti yine kaldıklarını yerden devam ettirmek üzere 2022 Nisan ayında Karaköy’deki yerlerine geri dönüyorlar.
Karaköy’de, tarihi yarımadanın ve Asya yakasının panoramik boğaz manzarasına bakan, Kılıç Ali Paşa Camii, Nusretiye Camii, Tophane Kasrı Köşkü ve Tophane-i Amire gibi Osmanlı dönemi anıtsal yapılarının yanı başına eski yerine geri dönüyor. Üstelik işin altında çok önemli bir mimarın imzası var, İtalyan mimar Renzo Piano. Kendisi Centre Pompidou, Whitney Müzesi, Centro Botín, Beyeler Vakfı Müzesi gibi uluslararası pek çok müze ve sanat kurumunu tasarlayan, Pritzker ödüllü ve alanında dünyaca ünlü bir isimdir. Onun imzasını taşıyacak bu yeni bina İstanbulumuza çok yakışacak!1,5 km’lik kıyı şeridine konumlandırılmış, 15.000 m2’lik, dünyanın dört bir yanından sanatseverler için bir çekim merkezi olacak bu yeni yerin açılışını bir İstanbullu olarak heyecanla bekliyorum!(haber LİNKİ) Bana yeni yapıyı heyecanla aktaransa gerçek bir İstanbul beyefendisi olan Ali Esad Göksel beydir. Ali Esad Bey çok yönlü bir hayatı olan bir insan; güçlü bir mimar, bir sanat koleksiyoneri, aynı zamanda yemek programları hazırlayacak kadar damak tadı gelişkin bir beyefendidir. Kendisinin bu projeyle ilgili yorumu ise beni çok heyecanlandırdı “bu yeni müze İstanbul’a sınıf atlatacaktır.” Dolayısıyla bana yolladığı mektubu da sizlerle ekte paylaşıyorum.
Sn Murat Ülker’in dikkatine,
İstanbul çok fiyakalı bir hamle ile dünya ligine çıkmak üzere.
Prestijli İtalyan Mimari Tasarım Dergisi Domus özel bir dosya ile duyurdu.
“İstanbul Modern yeni binası açılmaya hazırlanıyor.
Bu çok önemli bir an.
Bakınız Venedik küresel kitle turizminin gözdesi idi.
Sahip olmayı arzu ettiğinin çok üstünde bir turist sayısı ile karşı karşıya ,
nerede ise yakınır hale düşmüştü.
Fransız kolleksiyoner Pinault açtığı iki müze ile kentin kaderine el koydu.
Gelen turistin sınıfını değiştirdi.Venedik sadece Bienal Vakti değil,
12 Ay boyunca hevesli,eğitimli,bilinçli sanatseverlerin gözbebeği oluverd
Bir başka örnek daha var : Bilbao.
Burası bizim Kocaeli gibi varlıklı bir sanayi limanı idi.
Şehir diğer İberya Kentleri’ne bakınıp dert yanarken bir projeye karar verdi.
Bilbao Guggenheim. Sonrası malum. Bilbao bugün çok önemli bir menzil.
O sanat müzesini görmeniz gerektiği küresel bir kabul.
Başa dönersek. Renzo Piano çok önemli bir mimar.
Yakın tanıma şansım da oldu. Bir İstanbul Tutkunu.
Yaptığı müzenin Kadim Şehri,
“Sanat Kutsalları Ligi’ne” taşıyacağı o kadar net ki…
Ali Esad Yüksel