Sevgili arkadaşım, okuldaşım Kaan Sidar beyin postunu okuyunca gayri ihtiyari ben de okul günlerime döndüm. Hele Ş. Hatıra Şenkon hocanın…
Geçen yazımda “1986 yılında Bilim ve Sanat Vakfı’nın kuruluşuna ön ayak olanlardan biri olmam da belki biraz, sınırlarımın ötesine geçtiğim şekilde açıklanabilir. Neden derseniz? Babam vakıf, dernek ya da bir benzeri oluşumun bizzat kurucusu ya da yüklenicisi olmanın faydasına inanmaz, bu işi daha iyi yapabileceklere bırakılmasını isterdi” diye yazmıştım. Bence vakıflar anonim hüviyete sahip olmalı ve gönüllülerce deruhte edilmelidir. Vakıf konusu açılmışken, Bilim Sanat Vakfı nasıl kuruldu, anlatayım.