Spoiler içerir!
Fikirler herkesten çıkabilir. Bizim görevimiz bu fikirleri yaşatacak ortamı oluşturmak olmalı. Bunun için ‘acaba ne değişiklik yapabilirimi’ düşünmeli. En mühimi davranış değişikliği, hayat tarzınızın farklı olmasıdır. İcat çıkarmak için sürüden ayrılmanın şart olduğunu, söylemiştim 2013de Yıldız Holding İnovasyon Birimince hazırlanan Innobook isimli yenilikçilik kitabında.
İcat çıkarma konusunu bana hatırlatan izlediğim Bandırma Füze Kulübü filmi. Filmin işleniş biçimini; yarattığı atmosferi, sürükleyiciliğini beğendim. Öykü abartılı ama gerçekmiş, bir belgesel değil, zaten film çekildikten sonra tartışmalar olmuş. Filmin dramatik yapısı October Sky(1999) filmi üzerine kurulmuş diyor eleştirmenler (*).
İlk yapay uydu Sputnik 4 Ekim 1957 yılında uzaya gönderildi. 1959da Bandırma’da uzay meraklısı bir grup lise öğrencisi Sputnik’ten etkilenerek okullarında Bandırma Füze Kulübü’nü kurmuş. Oldukça kısıtlı imkanlarla füze yapmaya çalışmışlar. İsimleri: Güngör Gezer, Artuğ Sayıner, Osman Caran, Atilla Yedikardeşler ve Adnan Zambak.
Filmde 10Ekim 1959da gençler, 1mt boyundaki ilk füzelerini fırlatıyor, yaklaşık 40mt yükseğe çıktıktan sonra denize çakılıyor. Aynı yıl 2. deneme başarısız oluyor. Filme küçük bir aşk öyküsü, gençlerin icat çıkartmasıyla alay eden ahali, popülerlikten yararlanmaya çalışan siyaset, askerin toplumdaki yeri gibi konular eklenmiş. İlk başarısızlıklarının ardından gençler yerel halk ve hatta Cumhuriyet yazarı Cevat Fehmi Başkurt tarafından küçümseniyor. Desteğini esirgemeyenler de var, mesela Kenan Kurtkaya: Sayın Türk büyükleri, yaratıcı idealistlerin bu çırpınan başarılarına yardım edelim. Bu küçümsenemeyecek bir olaydır, yazmış.
Gençler şubat 1960da iki kademeli ve otomatik ateşlemeli, 1,5mt boyundaki füzeyi 750mt’ye fırlatmayı başarırlar. Bu yabancı basında yer alır; Amerika, Hollanda ve İtalya’da uzay çalışmaları ile ilgili dergilerde yer alırlar. Amerika Basın Ataşeliği, dernek başkanı ile röportaj yapar, Amerika’da yayınlanır. Nihayet üzerinde Türk bayrağı olan, 1,33mt Marmara-1 füzesi 920mtye ulaşır.
Sonra Marmara-2 de başarılı oluyor; ordumuzun yardımcı oluşu var. Ama Amerikalı ajanın tezgahladığı bir yangın sonucunda projeler yok oluyor. Sonra gençlerin NASA’da çalışmaya başladıkları ve füze projelerinde rol oynadıkları gösteriliyor. Sanki durum, bu ne perhiz, bu ne turşu deyişi gibi…
Film için Bandırma Füze Kulübüne katkıları olan Ermeni asıllı Kirkor Divarcı’nın bilerek senaryoya dahil edilmeyerek katkılarının inkar edildiği(***) iddiası var. Aynı dönemde İstanbul’da Divarci (ilkokul mezunu girişimci, bazı kaynaklarsa İTÜ’de akademisyen yazıyor) geliştirdiği roketleriyle yapıyormuş. Girişimleri ses getirmiş,1962de Hürriyet’te yer almış. Bandırmalı gençlerin Kirkor Divarci ile birlikte olduğu 1962de yan yana geldikleri gazete fotoğraflarıyla ispatlanmaya çalışılıyor. İşin aslı acaba nedir, araştırmacılara kalmış.
Kaynakça
(*)https://www.beyazperde.com/filmler/film-299205/elestiriler-beyazperde/
(**)https://www.savunmasanayi.org/bandirma-fuze-kulubu-ve-ilk-turk-fuzesi
(***)https://www.agos.com.tr/tr/yazi/27775/bandirma-fuze-kulubu-ya-da-roketci-kirkoru-inkr-etmek