Dün, müziğin efsanevi bestecisi Mozart’ın ölüm yıl dönümüydü. 232 yıl geçmiş ölümünün üstünden.
Ben Mozart’ı nereden bilirim, Alla Turca.
Türk müziği ve klasik batı müziğinin usul ve makamları farklı olmasına rağmen, Türk kültürünün o zamanki dünyamızda hakim olduğunun bir göstergesi olarak, bence zorlanarak da olsa, bizim ezgilerimizi Klasik Batı Müziği şeklinde çok özel şekilde yorumlamış olması bu dehanın beni mütehassis etmiştir. Birkaç sene önce ekte dinleyebileceğiniz Mozart in Egypt versiyonuyla da tam tersine Mozart’ı, tarihi Mısır ezgilerinin bugüne uyarlanmasıyla dinleme imkanı bulacaksınız.
Mozart’ın dahiyane yeteneği, eserlerindeki benzersiz melodilerle ve derin duygularla bizleri bugün bile etkilemeye devam ediyor. Zaman hepimizi değiştiriyor dönüştürüyor, moda olan şeyler değişiyor ama bazı şeyler hep kıymetli kalıyor, resmen zamanı aşıyor.
Aklıma bir diğer gelense Amadeus filmi oldu, Mozart’ın yaşamına ve müzikal yeteneğine odaklanarak onun dehasını anlatıyor.
Film aynı zamanda Mozart’ın dönemindeki müzik dünyasının karmaşıklığını ve rakibi Antonio Salieri ile olan rekabetini de gözler önüne seriyor. Bu arada dipnot, Mozart’ın gülüşünün gerçekten de bu sahnedeki gibi çocuksu olduğu söyleniyor.
Kibirli ya da sosyal farkındalıklarının o kadar da yüksek olmayışından mıdır bilinmez çok yerde Salieri’yi zor durumda bırakmış, tabii dehasını öne çıkararak. Bu vesileyle önermiş de olayım, muazzam bir filmdir Amadeus, sountrack’i de keza çok başarılıdır.
Zamanı aşan ya da daha doğru ifade edersek zamansız değerler için siz ne düşünüyorsunuz merak ettim 😊