Amerika’dan Kore’ye, elektronikten iletişime, gıdadan petrole kadar gördüğümüz örneklerden anladığımız bu yıl yaşanabilecek bir enternasyonal ekonomik krizde devletlerin bile kimseye yardım edecek ne yapısı, ne parası, ne imkanı var. Seçim sonrası bir an önce ciddi tedbirler almalıyız, geç kalır veya gerekli tedbirleri almazsak, gelmekte olan ve tüm dünyayı etkileyecek olan ekonomik kriz hepimizi zorluklarla sınayacak.
Fethi Ağalar’dan:
> Bu hafta gündemde kalmak istedim. İş Bankasının Eminönü’nde bulunan müzesinde açılan “Yaşasın Cumhuriyet ! Atatürk Döneminde Bağımsızlığın İlk Adımları” sergisini dün gezdim. Sizlerin de gidip görmesini öneririm, bence dünyanın bugüne kadar yapılan ve uygulanan en büyük ekonomik kalkınma planını hayranlık ve şaşkınlık içinde göreceksiniz. Bir ülke düşünün yiyecek ekmeği, giyecek elbisesi yok, yıllar süren savaşlarda genç nüfusunun çoğunu yitirmiş, elde yok avuçta yok ve bu ülkeden Türkiye Cumhuriyeti doğuyor. Tarımdan ulaşıma, sanayiden tabii kaynaklara, eğitimden sağlığa… inanması zor, o günlere göre yapılması imkansız…
> Sergiyi gezince, yapılanları görünce bizlerin daha çok çalışmamız ve imkansızı başaran bizden önceki nesillere layık olmamız gereğini kavrıyor ve hissediyorsunuz. Biz ne yapıyoruz derseniz, “erken emeklilik” ile daha az çalışmaya, devam mecburiyeti olmayan ve uzaktan eğitime devam eden üniversitelerle daha az öğrenmeye, her üç yılda bir değiştirmeyi gelenek haline getirdiğimiz orta öğretim sistemimizle gençlerimizi darmadağın etmeye devam ediyoruz.
> Sergi sonrası, geçmişi, okul yıllarımı düşündüm. Her sabah okuduğumuz andımızı, okullarda düzenlenen yerli malı ve benzeri haftalar sayesinde gençlikle geçmiş arasında kurulan bağı, gelenek ve görenekler içinde yetiştirilmeye çalışılan nesilleri ve bu günleri üzülerek karşılaştırdım.
> “Geçmişi bilmeyen, geleceği planlayamaz” diyenler için en güzel örnek sergideki fotoğraflardan biri. Maliye bakanlığının 1930’lu yıllarda astığı bir pankart ve “bütçe açığı olmadan büyüme, borç almadan ödeme” hedefleri…
> Daha fazla yazmak politik olacağı için duruyor, herkesi sergiyi gezmeye ve düşünmeye davet ediyorum.
>
> Dönüp dolaşıp eğitime ve ekonomiye geliyoruz. Çok değerli hocalarımız var, günün yirmi dört saati çalışan, araştıran ve kitaplar yazan. Ben kendilerini ders verdiğim için görüyor ve tanıyorum. Bu hocalar genç, bilgili ve çok değerli. Bir de üstadlar var, ülkenin yaşayan bilge, kültür dolu hocaları… Bakanlık yapmış, devlette en üst makamlarda görevler üstlenmiş, ülkesini ve milletini seven… Onlar da benim gibi sessiz bir şekilde olan biteni şaşkınlıkla izliyorlar çünkü günümüzde bilmek, araştırmak, çalışmak önemli değil, boş konuşmak, bilmeden sallamak ve her akşam televizyonlara çıkarak kanal kanal gezerek kendilerine makam aramak ve bulmak makbul. Tabii bir de yüzyıllık üniversiteleri yok etmek için uğraşmak mübah, Boğaziçi rektörü bu hafta kendi adına mütevelli heyetine yeni üyeler atadı, okulu yok etmek için herşeyi yapıyor, bu da tutmazsa binaları da yıkacak, okulu kapatacak, biz ondan o bizden kurtulmuş olacak.
> Bu gezginci, doldur boşalt, dönemin çakma yıldızı hocalara bir anımı anlatmak isterim. Turgut Özal Cumhurbaşkanı, altını oyuyorlar, üzgün sıkkın ve bin pişman. Amerika’ya yaptığı ziyaret sırasında Amerikan-Türk Dernekleri kendisine NewYork’da Plaza Otel’de bir öğlen yemeği veriyor. Ben bir yakınımın sağlık sorunları nedeniyle oradayım, orada yaşayan arkadaşlarımın daveti üzerine bu yemeğe katılıyorum. Yemek öncesi Sn. Özal salona davet ediliyor ve perde açılıyor, dört basamak inerek herkesle sohbet etmeye başlıyor. İlk önce benim yanıma geliyor, şaşırıyorum çünkü beklemiyorum. Tüm arkadaşlarıma işlerini oradaki konumlarını soruyor, sonra bana dönüyor, “Haksızlıklar oldu, yanlışlar oldu, yeni bir parti kurmak için Yusuf (Yusuf Özal) ve Hüsnü (Hüsnü Doğan) çalışıyor, bitince ben başına geçeceğim ve yeniden yola çıkacağız” diyor. Ben nedenlerini biliyorum teşekkür ediyor, saygı ve sevgilerimi sunuyorum. Ömrü vefa etmiyor. Etseydi, yapılan haksızlıklar düzeltilecek, işini bilen, ciddi kadrolar ile yola devam edilecekti…
> Seçimler yakın, bu tecrübesi ve bilgisiyle Sayın Erdoğan ilk başta bu gezgin, çıkarcı hoca ve kadrolara teşekkür ederek yeni kadrolarla çalışmaya başlarsa, ülkeyi yeni ufuklara taşır, yapmazsa bunlar bizi daha aşağıya taşımaya devam eder…
>
> Gelelim ekonomiye;
> Amerika’daki faiz artışı sonrası, ekonomide yavaşlama beklentileri artmış durumda. Mart ayında 236 bin yeni işe alım yapılırken, bu rakamın bir önceki ay 326 bin olması bir belirti olarak kabul ediliyor. İşe alımların elli bini restoran ve kafeler tarafından yapılırken sanayi sektöründe çalışan sayısında bu ay içinde on beş bin azalma oldu. Faiz artışından sonra Nisan ayında yeni iş alımlarında yavaşlamanın devamı bekleniyor.
>
> Güney Kore’nin en büyük şirketlerinden olan “Samsung Electronics” birinci çeyrek sonuçlarını açıkladı. Şirket karlılığında olan 96% düşüş nedeniyle çip üretimini ikinci çeyrekten itibaren azaltma kararı aldı. Covid döneminde evlerine kapanmak zorunda kalan insanların yaptıkları anormal elektronik gereç alışverişinden kaynaklanan çip yokluğu ve açığı, salgın sonrası talep artışının devam etmemesi ve ekonomide görülen yavaşlama sonucu büyük stok yüküne neden oldu. Bu alanın en önemli danışmanlık ve değerlendirme şirketi olan “Bain&Company” başkanı Peter Hanbury, sorunun yavaşlayan dünya ekonomisi nedeniyle bir süre daha devam edeceğini ve beklentinin bu yönde olduğunu açıkladı.
>
> Amazon, Meta ve Disney’in küçülme kervanına Mc.Donald’s da katıldı. Mc. Donald’s enflasyona dayalı olarak artan girdi fiyatlarına dayalı olarak artırdığı fiyatlarını koruyabilmek ve yeni fiyat artışlarını önlemek için yönetim kadrolarında küçülme kararı aldı. Şirket yönetim tarzını değiştirerek binlerce beyaz yakayı işden çıkararak, daha küçük bir yönetim kadrosu ile çalışacak.
>
> IMF başkanı Kristalina Georgieva, tüm dünya ülkelerinin katılacağı yıllık genel kurul toplantısı öncesi geçen hafta içinde Washington’da yaptığı basın toplantısında, 1990 yılından bu güne 2023 yılının 3% ile en düşük büyüme yılı olacağını açıkladı. Bu büyümenin Çin ve Hindistan dışındaki tüm ekonomiler için küçülme manasına geleceğini, tüm ekonomilerde artan faizler ve daralan piyasalar nedeniyle küçülmenin fazlası ile hissedileceğini açıkladı.
>
> Tüm bunlara ilave olarak Nisan ayının başından geçerli olmak üzere petrol üreten ülkeler günlük üretimlerini 1.15 milyon varil azaltacaklarını duyurdular. Bu duyuru sonrası petrol fiyatları yükselmeye ve dünya ekonomisini zorlamaya tekrar başladı.
> Size Amerika’dan Kore’ye, elektronikten iletişime, gıdadan petrole örnekler vermemin tek nedeni var;
> Bu yıl yaşanabilecek bir krizde kimsenin kimseye yardım edecek ne yapısı, ne parası ne imkanı var. Dikkat etmeli, seçim sonrası bir an önce ciddi tedbirler almalıyız, geç kalır veya gerekli tedbirleri almazsak, gelmekte olan ve tüm dünyayı etkileyecek olan ekonomik krizin sonu hepimiz için zor ve meşakkatli olur diye düşünüyorum.