Hafta sonu Whatsapp gruplarından Netflix yapımı “Don’t Look Up” (Yukarı Bakma) isimli filmi “mutlaka izle” diyen mesajlar geldi. Bizim bu yöntemi mutlaka yeni ürünlerde de harekete geçirmemiz lazım, düşünsenize yeni bir ürün rafa çıkarmışsınız her yerden “mutlaka dene” diye mesaj yağıyor. Tabii bunun için öykünün sağlam olması, insanları içine alması gerekiyor. Yukarı Bakma’nın yapım kalitesi çok iyi olmasa da öyküsü ve oyuncuları sağlam.
Filmin bir mesajı var. Bir gökbilim doktora öğrencisi gözlemleri sırasında dünyaya hızla yaklaşmakta olan büyük bir kuyruklu yıldız keşfediyor. Hocası hesaplamaları yapınca 6 ay 14 gün sonra kuyruklu yıldızın dünyaya çarpacağını saptıyor, buzullar eriyecek, iklim değişikliğine gönderme var, dünya yok olacak. Amerika için bir Harvard, bir Yale, bir Princeton ayarında olmayan Michigan Üniversitesi’nde çalışan tez öğrencisi ve hocası “Kuyruklu yıldız o kadar büyük ki, dünyada hayat bu çarpışma ile sona erecek” haberini hem devlet görevlilerine hem de medya aracılığıyla kamuoyuna iletmeye çalışıyorlar. İşin komedisi burada başlıyor. Çünkü filmde devleti elinde tutan Amerikalı siyasetçiler ve onlardan çıkarı olan yandaşlar işin iktidarını koruma, çıkar, kazanç boyutunda olunca “yukarı bakma” diye kampanya yapıp toplumu “yukarı bakanlar ve bakmayanlar” diye ikiye bölüyor, medya işin eğlencesinde en önemli haberi bile ciddiye almıyor, sosyal medya ise takipçi peşinde işin geyiğini yapıyor, en ciddi konular bile sosyal medyada birkaç saatten fazla yer almıyor, ama onlar ne yaparlarsa yapsınlar geliyor gelmekte olan! Geliyor ama “yukarı bakınca” görünen somut bir tehlike yok o yüzden de bilim adamlarına inanıp umursayan yok. Film izlenebilir, keyifli zaman geçirilebilir, çok sayıda başka olaya gönderme yapılabilir ama burada bir mühim nokta var. Filmin bir yerinde bilim insanını oynayan Leonardo Dicaprio’ya medya soruyor: Dünyaya çarpma olasılığı ne? O da önce %100 cevabını veriyor, sonra kendi de söylediğinden tatmin olmayıp 99.78 olasılık rakamını söylüyor. Neden? Bilimde olasılık hesaplarını kullanarak tahmin yapacaksanız % 100 diye bir sonuç yoktur. O zaman tahmin değil gerçek olur. Gördüğünüz gibi hayal gücüne dayanan, komedi filminde dahi %100 denmiyor. Bu filmde eğer senarist isteseydi 0.02 olasılığa dayanıp dünyayı yok etmeyebilirdi. Filmin eleştirilerine baktım, herkes yine baktığı yere göre yorum yapıyor. Dikkat etmemiz gereken işte bu…
Tabii ki bilime kulak verelim, önlem alalım ama olasılık hesaplarına da dikkat edelim. Örneğin iklim değişikliğinin olmama, dünyanın ısınmama, buzulların erimeme olasığı nedir? Bilen var mı?
Velhasıl kıyamet kopacaksa bile “elindeki fidanı dikeceksin” denmiş. Yani daima uzun vade düşününüz. İşinizi düzgün yapınız. Verimlilikte önder olunuz. Mutlaka rekabetçi üstünlüğünüz olsun. Yani aslında aşağı/yukarı bakmak yerine herkes işine baksa, “bütüncül” düşünse işte o zaman dünyamız yaşanır bir yer olarak kalır.
Paylaştıklarım