Aslında artık bunları konuşmuyor olmalıydık. Eşitlik herkesin her zaman, her yerde içtiği su, soluduğu hava gibi olmalı, bu konuda ayrımcılık ve kısıtlama olmamalıdır. Yıldız Holding çatısı altında cinsiyet eşitliği hatta kadınlar için pozitif ayrımcılık hep vardı. Emek yoğun olan işimizde her seviyede kadın çalışan hep varolmuştur. Kuruluşun ilk yıllarında o zaman adet olmamasına rağmen bilhassa kadın işgörenler için evine kadar servis çalışırdı. İşletmede müzik yayını ve yemek servisi de hep vardı Hiçbir zaman cinsiyete göre ücret farklılığı olmamıştır. Zira ücret işe, iş ise liyakate göre verilir. Şimdi kadın için yürütülen öncülük çalışmaları hızla devam ediyor, ben de memnuniyetle izliyor ve destekliyorum.
Çalışmalarımızın detaylarına muttali olmanız için Yıldız Holding Kadın Platformu Elçisi Begüm Mutuş’un bir röportajını paylaşıyorum.
Kadın erkek eşitliği için manifesto yayımlayan Yıldız Holding Kadın Platformu Başkanı Begüm Mutuş “Önce dilimiz eşitlik vurgusuyla değişecek. Bu konuda rol model olmak istiyoruz” diyor.
Dünyanın birçok ülkesinden üst düzey yöneticilerin bir araya geldiği bir toplantıda aynı görevi üstlenen erkek yönetici kadın meslektaşına soruyor, “Çocukları nereye bıraktınız?” Kadın yönetici şaşkın, bu soru karşısında kendini psikolojik baskı altında ve suçlu hissediyor…
Toplumdaki “çocuklara anneler bakar” algısı eğitimli eğitimsiz bütün kadınların önündeki bariyerlerden sadece biridir.
Bu anısını anlatan üç çocuklu Begüm Mutuş’un yaşadığı tatsız olaylardan sadece biri. Begüm Yıldız Holding’de kurulan Kadın Platformu’nun başında, grubun Birleşmiş Milletler’in Kadının Güçlendirilmesi Prensipleri’ni imzalayan elçisi olarak şimdi globalde tüm ülkelerde kadın ve erkeğin eşit olduğunu anlatmak için yola çıkıyor.
Global olarak 65 bin çalışanımız var. 70 farklı pasaporta sahip insan çalışıyor. Bunun yaklaşık %38i kadınlardan oluşuyor. Godiva’nın CEO’su bir kadın, Nurtaç Afridi, Godiva’da kadın çalışan oranı %70, fakat bazı şirketlerimizde ise %20lerde. Ancak hedefimiz en az %50.
Derdimiz kadının güçlenmesi, fırsat eşitliği, katılımcı ve eşitlikçi bir toplum inşasıdır. İnsani gelişimin ve değer yaratan büyümenin bir gerekliliği olarak BM’nin “Kadının Güçlendirilmesi Prensiplerini” imzaladık. Küresel ölçekte sürdürülebilir bir gelecek ancak kadınların yaşamın her alanına etkin katılımıyla mümkündür.
Biz büyük bir şirketiz, global bir yapımız var. Sektörde kadın ve erkek eşitliği konusunda öncü olup rol model ve tetikleyen olmak istiyoruz. İmzaladığımız Manifestonun üç ana başlığı var. Bir tanesi söylem kısmı pazarlamadan iletişime var olan dilimizde eşitlik vurgusu olsun istiyoruz. Kadın Platformumuzda sadece kadınlar yok, erkekler de var. Çünkü asıl değişimi onlarla yapacağız. Eşitlikle ilgili yayınlar hazırlanıyor. İkincisi bu alanda çalışan gönüllü ve birçok sivil toplum kuruluşu ile işbirliği yapacağız.
Türkiye’de çok yaygın bir bayi ağına sahibiz, birçok tedarikçilerimiz de var. Özellikle Anadolu’da kadın çalışana karşı ciddi bir algı sorunu var. Aynı bilinci buralara aşılamak istiyoruz. İş ortamı eksik kalmış. Şöyle bir hedefimiz var orada özellikle tedarik zincirinde kadın girişimcilerin eşit fırsata sahip olabilecekleri platformlar yaratacağız. Ayrıca mesela Bizim Toptan geçen seneden beri artık her mağazada mutlaka bir kadın çalışan istihdam ediyor. Bu aynı zamanda kurum içinde bir başka bakış açısı geliştiriyor.
Suudi Arabistan’da da üreticiyiz. Bu algıyı bu ülkelerde yerleştirmek kolay değil. BM’de imzacı olurken bir arkadaşım anısını anlattı, ben çok etkilendim. Orada bir erkek fabrikaya girerken bir zil çalıyor, ondan sonra içeri girebiliyor. Bir anlamda destur istiyor. Ama o zil kadının orada çalışmasının önünü açıyor. Çünkü eşi çalışması için o desturu bekliyor yoksa izin vermeyecek. Bu da kadınların ekonomiye katılmasını sağlıyor. Bunun gibi küçük adımlar aslında büyük adımların tetikçisi oluyor. Bu şekilde oralarda da kadınlar iş dünyasında yer almaya başladı.
İş dünyasında kadınlar üst basamaklara çıktıkça eleniyor. Camdan tavanlar var, özel hayat var, çocuk var. Ne bileyim eşlerin birbirinden beklentileri var. Üç çocuğum var, üçünü de Yıldız Holding’de çalışırken dünyaya getirdim. Birinci terfimi doğum izninden dönerken aldım. İkinci terfimi de üçüncü çocuğumu doğurmaya giderken aldım. Grubumuz kadın çalışanı hep destekledi. Orta kademede %25ler civarında. Üst yönetimde ise %35.
Kadın çalışan sayısı artsa da bir başka sorun eşit işe eşit ücret! Bu dünya genelinde uzun zamandır önemli bir sorun. Yıldız Holding’in temel prensiplerinden bir tanesi bu, ‘eşit işe, eşit fırsat’. Yani aynı işi yapana cinsiyet farkına bakılmaksızın eşit maaş. Bu bizim başardığımız ve korumaya çalıştığımız en önemli değerimiz.
Kadın Platformu’nun varmak istediği en önemli hedeflerden bir tanesi Yıldız Holding’in özellikle kadın çalışanlara yönelik her türlü engelin kaldırıldığı, fırsat eşitliğinin garanti altına alındığı, performansın birtakım parametrelerle izlendiği ve kadın çalışanlar tarafından en çok tercih edilen şirket olabilmek.
Platformu kurmadan önce 3 Mart’ta bir çalıştay yaptık talepleri öğrendik. Yaklaşık yarısı yurtdışından bin kadın çalışan online ortamda bir araya geldi. Herkesin farklı talepleri oldu tabii. Bir iki tanesini örnek göstereyim.
Esnek çalışma saati; çünkü bir kadın olarak benim başka yükümlülüklerim de var esnek çalışmak istiyorum, dediler. Taleplerden bir diğeri doğum izninden dönen kadının iş hayatından kopmaması için ona destek programı. Mentorluk yapacağız. Aynı şekilde erkeklere de yapacağız bu eğitimi. Onlara da babalık rollerini hatırlatacağız. Çünkü benim için engel olan şeyi erkek engel olarak algılayamayabiliyor.
Sürdürülebilirlik çalışmaları da cinsiyet eşitliği çalışmaları gibi yeni bir trend.
Ben 2014ten bu yana sürdürülebilirlik çalışmalarını koordine ettim. Bu çalışmalar çalışanı motive ediyor, çünkü değer kattığını görüyor. İkincisi yatırımcısının yüzü gülüyor, yatırım yaptığı şirketin risklerini en iyi şekilde yönettiğini, performans hedeflerine ve çıktılarına bakarak yönetiyor.
Üçüncüsü müşterimiz memnun oluyor çünkü aldığı ürünü çevreye duyarlı bir tüketiciyse güvenerek alıyor. Adaletten tutun çocuk işçiliğine karşı birtakım değerlere sizin saygılı olduğunuzu bildiği zaman size bağlılığı artıyor. Şirketlerin tek hedefi kârlılık değil, çünkü kârlılığa taşıyacak başka parametreler de var. Önce toplumsal kalkınmaya hizmet et ki satın alma gücü olsun, önce çalışanına hizmet et ki mutlu çalışsın, motive çalışsın, senin için üretsin.
Not: Açık kaynak niteliğindeki bu yazı yazar zikredilerek iktibas edilebilir. Telif gerektirmez.