Sanat

Hiç Caz Dinlediniz mi? İslamiyeti Seçen Caz Müzisyenleri Varmış

LinkedIn

Müzik niye dinlenir, nasıl dinlenir, nerede dinlenir tartışmasına girecek değilim. Ama şunu söyleyebilirim hala kuşak farklarından bağımsız olarak  müzik çoğumuz için hayatın tamamlayıcısıdır. Hatta birçok ritüel de müzikle içiçedir. Müzik insanın duygu durumunu değiştirir. Lisanını anlamadığınız bir müzikle bile duygusal durumunuz değişebilir. Bu nedenle müzik hem çok güçlü bir kendini ifade etme aracı hem de duygusal etkileşim aracıdır.

Ünlü filozof, besteci ve yazar Leonard B. Meyer “Emotion and Meaning in Music” kitabında ilginç bir iddiada bulunmuş (1); “Her müzik bizim için aynı değil, bazılarını daha çok seviyoruz. Beyin bir sonraki notayı ve sonraki kısmı tahmin etmeye çalışıyor, tahmini tuttukça da dopamin salgılıyor yani kendi kendini ödüllendiriyor bilebildikçe. Bunun ilginç bir dengesi var eğer hep ritmi tuttursaydık bu dopamin salgısı kaybolurdu, yani arada bir şaşırmamız, yanılmamız gerekiyor.”  

İşte cazda durum tam da bu, emprovize yani doğaçlamanın en sık görüldüğü müzik türlerinden biridir. Ana tema çalıyor ve sonra emprovizasyonlar başlıyor, senkoplar oluyor (beklenmeyen vuruşlar) sonra başa dönülüyor ve ana tema son kez çalınıyor. Bir nevi yolculuk, ana temadan yola çıkıyorsunuz, yolda bir sürü şey oluyor ne yolcu ne de izleyen önceden biliyor başına gelecekleri, tek bilinen şey ana temaya geri döneceğiniz. İşin böyle beklenmedik heyecanlarla dolu olması dopamin salgısına ve en sonunda başa dönmüş olmanın konforu caza müptela kılıyor dinleyicileri. Cazı belki de diğer tüm müziklerden farklı yapan şey de budur.

Cazın kökenleri ise pamuk ziraatine dayanıyor. Nasıl mı derseniz Amerika kıtasında pamuk ziraatinin keşfiyle gereken işgücü için yani pamuğun toplanması için Afrika’dan siyahi köleler zorla getirilmişler. O zavallı insanların tarlalarda söyledikleri acı dolu şarkılardan blues doğuyor. Hatta meşhur blues şarkısı Leeve Camp Holler ile ezan arasında müthiş benzerliği burada görebilirsiniz: https://www.youtube.com/watch?v=0qmO8XouJ2U (Bu videoda geçen Leeve Camp Holler adlı blues şarkısı ezan ile aynı nota yapısına sahip deniliyor)

Caz’ın gelişiminde başta hatta çoğu caz müzisyeni Hristiyan, kiliseye “Baptist church” gidiyor. Meşhur Martin Luther King Baptist bir rahipti. Peki İslamiyet ve caz nerede, nasıl birleşiyor? Çoğunlukla Afrikalı Amerikalı olan caz müzisyenleri 1940lardan itibaren kendi kökenlerini keşfe çıkıyorlar ve böylece atalarının dinini keşfediyorlar ve zaman içinde 1960lardan itibaren İslamiyeti tercih eden çok sayıda caz müzisyeni oluyor ve hatta adlarını değiştiriyorlar. İslamiyeti seçen en meşhur isimlerden ikisi Ahmad Jamal ve Art Blakey. Kendileri o kadar başarılı müzisyenler ki onları takip eden bir sürü insan oluyor.

Ahmad Jamal (1930-)

Ramazanda Caz festivalinin ilk yılında Türkiye’ye de gelen Frederick Russell Jones 1950 yılında İslamiyeti seçince adını Ahmad Jamal olarak değiştirmiş. Ahmad Jamal’ın icra ettiği en meşhur eserlerden biri Poinciana aslında delonix regia yani Madagaskar’a özgü, parlak çiçekli bir alev ağaç. Bestecileri Simon ve Bernier olan bu şarkıyı Ahmad Jamal kendinden öncekileri gölgede bırakacak bir güzellikte icra eder ve hatta 1958 yılında iki yıldan fazla listede kalır. (2) Dinlemenizi öneririm.

Nasıl Müslüman olduğunu ve İslamiyet’in hayatına nasıl etki ettiğini şu sözlerle anlatmış: “Genelde röportaj vermiyorum. Nihayetinde müzisyenim ve anlatmak istediğim çoğu şeyi piyanoyla anlatıyorum. İsmim Arapça fakat sosyal yaşantımda felsefi ve dini tartışmalara girmiyorum çünkü hayat bana, aptallarla vakit kaybedip onlarla konuşursam, eninde sonunda onlar gibi cümleler kurmaya başlayacağımı öğretti. Hayata olan bakışımı Kuranı Kerim’den alıyorum. Hayat sloganım, Herkes için sevgi, hiç kimse için nefret. 21 yaşındayken din felsefesi okuyordum. İslam dinini seçmeye karar verdim çünkü İslam beni karanlıktan aydınlığa çıkarttı ve bir yön tayin etmeme vesile oldu. Ne zaman yoldan sapsam, bunlar benim hep hata yaptığım anlar oldu. İnanın bana, ben çok hata yaptım. Sanat hayatımın en iyi performanslarını hatırlıyorum ama keşke anneme yaşattığım kalp kırıklıklarını unutabilsem. Bugün özellikle genç müzisyenler için rehberlik yapmaya çalışıyor ve 89 yıllık hayat tecrübemi onlarla paylaşmaya gayret ediyorum. Fakat onlara yalnızca su kaynağını gösterebilirim, oradan faydalanmalarını sağlayamam. Genç veya yaşlı fark etmiyor, bazı insanlar onlara anlatsanız bile, o imkâna sahip olsalar bile bilgeliği anlamıyor.”  (3)

Kendisi bir dönem bir caz bar açmış, ismi Ahmad Jamal’ın Elhamrası, alkolsüz bir mekan, kendi çalıyormuş burada. İşler umduğu gibi gitmemiş, kapanmış.

Meşhur caz kritiği Stanley Crouch’a göre Charlie Parker’dan sonra en etkili caz müzisyenidir. Ahmad Jamal’ın bu mistik yanı müziğine de yansıyor. Müziğinde geveze biri olmamış, çalarken hep sadeliği seçmiş. Hatta Miles Davis bile Ahmad Jamal’dan ilham aldığını, onun sayesinde çalarken nefes almayı ve aradaki boşlukları kullanmayı öğrendiğini söylemiş.

Cazın oldukça demokratik bir müzik olduğunu fark ettim. Gerçekten önemli bir okuma adabı içeriyor. Size bir süre veriliyor, solo yapmanız okumanız için, sizinle birlikte o sırada çalanlar, yani ekip arkadaşlarınız en iyi şekilde icra etmeniz için gayret ediyorlar. Kimse kimsenin sözünü kesmiyor, karışmıyor. Ahmad Jamal gördüğüm kadarıyla en sade ve bilgece çalan/söyleyenlerden biri. Şu anda mistisizmi, müziği sanki her hali bir bütünmüş gibi geliyor.

Ahmad Jamal’la Yussef Lateef’in çok keyifli bu videosunu dinlediğinizde müziklerindeki dinginlik ve olgunluk haline tanık olacaksınız: https://www.youtube.com/watch?v=_FTbzYCGHDU

Art Blakey  (1919 – 1990)

1919’da doğan Art Blakey ise birçok caz müzisyeni gibi müzik kariyerine kilisede başlamış. Art Blakey 1948de gazetecilere Afrika’yı ziyaret ettiğini, burada ritmik davul çalmayı öğrendiğini ve Abdullah Ibn Buhaina adını alarak İslam ile tanıştığını söylemiş. Yaptığı seyahatin ona ve müziğine etkileri olmuş, 40lı yılların sonlarında Jazz Messengers grubunu kurmuş. (4) Hz.Muhammed (SAV) ingilizcede “messanger of God” diye geçer, Art Blakey’nin seçtiği isim anlamlı. (5)

1963 yılında verdiği bir röportajda İslam’la ilgili şunları söylemiş; İslam siyah adama aradığı şeyi, özgürce seçebileceği bir yaşama ve düşünme biçimini getirdi. Bu yeni dinin bu kadar çoğumuz tarafından benimsenmesinin nedeni budur. Bu bizim için her şeyden önce bir başkaldırı şekliydi. (6)

Art Blakey, Ahmad Jamal gibi değil, sözleri de müziği de isyankar. Tüm bu müzisyenler islamı seçerken kendileri için farklı bir bağlantı bulmuşlar. Müziklerini dinlediğinizde anlıyorsunuz.Kendisini de bu yazıda bu şarkıyla anmış olalım: https://www.youtube.com/watch?v=EUPo9dntuGU

John Coltrane, 32 yaşında iken. (1926- 1967)

1964’te caz tarihinin en ilginç isimlerinden John Coltrane bir albüm yapmış, albümün adı: A Love Supreme. Coltrane’nin o dönemki eşi Müslüman, davulcusu Rashad Ali ve 2.Saksafoncu Yusef Lateff de sonradan Müslüman olmuşlar.  A Love Supreme albümünde ana bir tema var, sonra bir ritm başlıyor ve ilk bölümün sonlarına doğru bas ritmi ile A Love Supreme diye bir nakarat geliyor. Bu akış cazda ilk defa yapılmış, o güne kadar genelde bir şarkı seçilip çalınırmış burada ise ana tema üzerine 30 dakika süreyle müzik yapılıyor. Uzunca bir süre insanlar orada geçen Love Supreme, Allah Supreme olduğunu düşünmüş, notalar ortaya çıkınca da bu fikir pekişmiş. Kendisinin içinde bulunduğu dönem nedeniyle açıktan Allah diyemeyeceği için Love Supreme dediği düşünülüyor, elem verici ama akıllıca bir usül. Ayrıca sanatın özelliği burada, size somut bir olgu veya fikir ile gelmiyor. Mesaj sizin anlayışınıza kalıyor. Yakın bir tarihte notalarla birlikte ortaya çıkan (7) albümün içindeki notlarda:“No road is an easy one, but they all go back to God.” diye not düşmüş. (Hiçbir yol kolay değildir, ama hepsi Allah’a çıkar). Bu kadar bahsetmişken o şarkının da linkini vermek gerekiyor sanırım: https://www.youtube.com/watch?v=NMpCWxDBWKQ

Kendi piyanisti kaydın anısını şöyle aktarmış:“Biz çalmaya başlarken stüdyoda ışıkları loş yaptılar, tüm albümü öyle kaydettik”. Yani ortaya sadece ana teması belli bir eser konmuş gerisi onlar için anın içinde yaratıcılıklarını konuşturdukları ruhani bir yolculuk olmuş. Sonrasında bu albüm caz tarihinin en çığır açan ve sevilen albümlerinden biri olarak tarihte kendine yer edinmiş.

Bu arada söz cazdan açılmışken, geçtiğimiz günlerde Gallery 11.17 Caddebostan’da ‘Cazın Görsel Ritmi’ sergisine gittiğimi belirteyim. Sanatçı Atilla Atala’nın oldukça değişik çalışmalarının olduğu keyifli bir sergiydi (8).

Atilla Atala, Miles Davis, Paslanmaz Çelik 51x43x167 cm.

İçeri girdiğinizde hemen sağda çok katlı metalden yapılmış saksafonu andıran Miles Davis heykeliyle başlıyor sergi. Bu karşılamanın bir güzel esprisi ise heykelin Miles Davis’in kendi boyunda yapılmış olması.

Atilla Atala, Louis Armstrong, Ahşap Üzeri Akrilik, Çap: 100 cm. Yıldız Holding Koleksiyonu.

Hemen solunuza döndüğünüzde karşı duvarda ahşap üstü, dokulu yapısıyla gözünüzü alan eserlerde üç dev sanatçıyla karşılaşıyorsunuz; Miles Davis, Chet Baker ve benim kişisel favorim Louis Armstrong.

Atilla Atala, Ray Charles, Aduvaz, 20 x 30 cm. Yıldız Holding Koleksiyonu.

Ray Charles, Billie Holiday, Nina Simone, Louis Armstrong, Chet Baker’larla çevrili hoş  bir dünya yaratılmış sergide. Farklı malzemelerle yapılan çalışmaları yine ustaların müziklerinin doldurduğu bir salonda gezmek çok keyifliydi. Güzel dokunuşları göze çarpıyor sanatçının, mesela Chick Corea’nın bir boğa figürüyle ele alınışı, ki kendisinin en ünlü şarkısı Spain, en meşhur albümlerinden biri My Spanish Heart. Caz ya da resim/heykel merakınız varsa bir süre daha daha açık olacak bu sergiyi gezmenizi öneririm.  

Sonsöz: Müzik bazen hatıraları canlandırabilir ama anı yaşamanız için de çok güzel bir vesiledir. Farklılıkları, çatışmaları yatıştıracak bir şifadır. Şiarımız #mutluetmutluol, bunun da yolu şefkat. Kalpleriniz etrafınızdakiler için, mahlukat ve eşya için şefkat ile dolsun, Allah yardımcımız olsun. Muhakkak salgın sonrası  bir caz konserinde bir Ramazan gününde karşılaşırız yine.

Kaynaklar:

1.     Meyer , L. (1961). Emotion and Meaning in Music, University of Chicago, s.315.

2.     Gioia T (2020). Caz Standartları, Alfa Yayınları.

3.     https://www.haber7.com/dunya/haber/2903602-dunyaca-unlu-sanatci-her-gun-annem-icin-namaz-kilip-dua-ediyorum#:~:text=1930’da%20Pittsburgh’da%20Hristiyan,u%20Ahmad%20Jamal%20olarak%20de%C4%9Fi%C5%9Ftirdi.&text=M%C3%BCsl%C3%BCman%20olduktan%20sonra%201961%20senesinde,isminde%20bir%20caz%20kafe%20a%C3%A7t%C4%B1.

4.     http://www.artblakey.com/bio.html

5.     https://en.wikipedia.org/wiki/Art_Blakey

6.     https://books.google.com.tr/books?id=G_slXa3-gBQC&pg=PA332#v=onepage&q&f=falsehttps://www.openculture.com/2017/11/john-coltranes-handwritten-outline-for-his-masterpiece-a-love-supreme-1964.html

7. https://www.openculture.com/2017/11/john-coltranes-handwritten-outline-for-his-masterpiece-a-love-supreme-1964.html

8. https://www.istanbulgercegi.com/atilla-ataladan-cazin-gorsel-ritmi-baslikli-resim-ve-heykel-sergisi_237495.html

YORUM YAZIN