Sanat

Minyatür’den Murakka’ya, Bir Sanat Dalını Güncellemek

LinkedIn

BUGÜN BAYRAM KIYMETLİ TAKİPÇİLERİM, BAYRAMIMIZ MUTLU OLSUN!

Padişahların bayram namazlarını kılmak üzere camiye gidişleri dolayısıyla yapılacak törene “bayram alayı” denirmiş.  Bayram sabahı “muayede” den yani bayramlaşmadan sonra padişah hareme dönüp giysisini değiştirir; ardından tekrar dışarıya çıkar ve atına binermiş. Kapıdan çıkılırken alkış tutulur ve sadrazam, hükümdarı selamlarmış. Padişahlar çoğunlukla bayram namazlarını Ayasofya ya da Sultanahmet camilerinde kılarlarmış. Bu yüzden de alay Sultanahmet ve Ayasofya camilerinden birine gider, namazdan sonra dönüşte de aynı merasim yapılırmış. Şimdiyse vakti pandemide… heyhat! Neyse, şimdi konumuza gelirsek …

Aslında eski hayatımız daha mı eğlenceliymiş; mesela her Cuma haftanın bayramı, kandil vb günlerin de tüm halk arasında hatta mahallede birlikte kutlandığını düşünürsek…

Geçen Kanuni Sultan Süleyman’ın Cuma Namazına Gidişi çalışmasını Yıldız Holding Koleksiyonuna kattık. Eserde namaza giden padişaha yolda polisler ve tomalar eşlik ederken, karşısına vegan protestocular, drone taksiler çıkıyor. Hepimizin bir nebze mizaha ihtiyacı var.

Halil Altındere, Kanuni Sultan Süleyman’ın Cuma Namazı’na Gidişi, 2020.
Murakka ve bitkisel boyama kağıt üzerine sulu boya ve altın, her biri 25 x 23 cm, 14 parça.
Minyatür Sanatçıları: Filiz Adıgüzel Toprak, Fatma Akdaş, Yıldız Holding Koleksiyonu..

Pera Müzesi’ndeki Minyatür 2.0 sergisinden izlenimlerimi daha önce İbrahim Ethem Bey’e verdiğim bir mülakatta etraflıca anlatmıştım. Link

Beni çok şaşırtan bu sergi geçmiş meselelere detaylı bakmayı, yerine göre güldürmeyi veya hüzünlendirmeyi, derinlemesine düşündürmeyi sağlayan eserlerle çok keyifli saatler yaşatmıştı.

Eser aslında bir murakka. Murakka nedir derseniz; farsça, yan yana iliştirilmiş demek. Osmanlı sanatında sıkça karşımıza çıkan murakka için ‘birbiriyle ilişki şartı olmadan bir şiir, bir hikaye ve ona iliştirilmiş farklı minyatürlerle yan yana getirilmiş sayfalardan oluşan kitaplar’ diyebiliriz.

Padişahın Cuma namazına gidişinin anlatıldığı bu eserde ise sanatçı, hem zamanlar arasında sıçramalar yapmış hem de türler arasında. Bu eserin temeli 16. yüzyılda Zacharias Wehme tarafından yapılmış olan bir gravüre dayanıyor. Halil Altındere, eserin orijinalini minyatür formuna getirmiş ve günümüzden öğeler eklemiş; drone kullanan ve hatta segway’e binmiş Şehzadeler, Vezirler ve Kapıkulu Askerleri bu gidişe eşlik ederken uçan Hezarfen Çelebinin yanında Vegan Protestocular ve Toma dahi var.

Zaman içinde görsel bir şölen manzarası! Sanatçı bir zaman dilimini dondurmuş ve onu kendi kültüründen alıp günümüze taşımış, nostaljik ve bir mizahi hava katılmış.

18. yüzyılda akim kalan bir sanat dalını günümüz bakış açısıyla yeniden güncelleyen bu sergi, bizlere güncelliğimizi sorgulama, popüler kültür hakkında bir daha düşünme fırsatı vermiş. Hepimizin önyargıları, duygusal bağları var. Ama bu eserde gördüklerim beni çok etkiledi; geçmiş ve şimdi yok. Geleneksel/çağdaş, yerel/küresel ayrımları ortadan kalkmış. Hepsi kol kola, sayfa sayfa karşımızda duruyor; her baktığımda çarpıcı buluyorum. Bu kapsayıcı ve kucaklayıcı bakış açısı da umut sunuyor aslında.

Pera Müzesi, bu eserin yapım aşamasını da mini bir belgesel olarak yayınlamış, izleyebilirsiniz.

YORUM YAZIN